Posts Tagged With: subki

Muhakkik Ebu’l Hasan’s-Subki ve Ibn Teymiyye

Muhakkik İmam Ebu’l-Hasan’s-Subki ‘Ed-Durretu’l-Mudie’ adlı eserinde derki:

“İbn Teymiyye, Allah’ın kitabı ile Peygamberin sünnetine tabi olduğunu, perdelerin arkasında kötü akidesini gizledikten, halkı –sözde- doğru yola davet edip cennete hidayet ettiğini belirttikten sonra, ittibadan(tabi olmaktan) sonra ibtida’a(bid’at) yoluna çıkmış, icmaa muhalefeti nedeniyle Müslümanlar cemaatinden ayrılmış; Zat-ı Mukaddes’te(Allah’ta) cismiyet ve terkib (birleşme) öldüğünü ve itikadınagöre birleşim olan Allah’ın cüz’iyete ihtiyacının muhal olmadığını ve hadis(sonradan oluşan) şeylerin Allahü Teala’nın zatına hulül (ve dühul) ettiğini ve Kuran hadis olup hiç yok iken Allah onunla tekellum etmiştir ve Allah konuşur, sükut eder, yarattığı mahlukata göre zatında irade sıfatı peyda olur demiştir. Daha ileri giderek birçok hadislerin(sonradan oluşanların) evveli yoktur, dediği kavlinden mahlukatın evveliyeti olmadığı da lazım gelmiş , dolaysiyle kadim olan Allah’ın sıfatını(kuran’ı) hadis ve hadis olan yaratığı kadim olarak –güya- isbat etmiştir. Halbuki bu her iki kavillerde hiçbirisinde işitilmemiş ve kendisi yetmiş üç taifeye ayrılmış olan bu ümmetin hiç bir fıkarsına da dahil olmamıştır. Gerçi İbn Teymiyye’nin itikat edip söylediği bütün meseleler çirkin bir küfürdür.

Kendisinden din usulünü telakki edip de bunların bidat olduğunu anlayanlar azınlıktadırlar. Onun bu bidatına halkı davet edenler de insanların en rezilleridirler. Onlarla bu bidatları hususunda münakaşa edilince inkar edip, iğrenç şeyden kaçtıkları gibi o konudan kaçıyorlar

Categories: Ibn Teymiyye | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Alimlerin sufiler hakkındaki sözleri..(1)

Tac’ed-Din es-Subki :

Mu`id en-ni`am’da tasavvuf başlığı altında şunları söyler: “ Allah onlara ömür versin ve onları(sufileri) selamlasın, ve Allah bizi cennetle onların yanına koysun. Onlar hakkında çok fazla şey söylenmiştir ve çok fazla cahil insan onlarla alakası olmayan şeyler söylemiştir… Gerçek şu ki, o insanlar dünyayı terk etti ve ibadetle meşgullerdi. ” (es-Subki, Mu`id en-ni`am ve mubid en-nikam s. 190.)

İmam Ebu İshak eş-Şatibî el-Malikî :

Kitabı el-İ`tisam’da şöyle yazar: “Cahillerin çoğu, sufilerin şeriate uymakta gevşek olduklarını düşünür. Böyle bir inanç atfedilmesi onlardan uzaktır! Onların yolunun ilk esası  sünnet-i seniyyedir ve ona uymayandan kaçınmaktır!” ( eş-Şatibi, el-İ`tisam min el-kutub, el-Muslim: macellat el-`aşira el-muhammediye’de söyledi (Zu el-ki`da 1373).

İmam eş-Şatibi ayrıca sufilerin ve tasavvufun bu kritere göre islamda bir bidat olarak sınıflandırılmasını da reddetti. ( Eş-Şatibi, el-I`tisam (Beyrut: Dar el-Kutub el-`Ilmiye, 1415/1995) s. 150-159).

İbn Haldun :

İbn Haldun ünlü Mukaddime’sinde şöyle dedi:

“Tasavvuf İslamî toplumdaki hukukun son dönem bilimlerinden biridir. Halbuki, tasavvufun temeli, (gerçekte görüldüğü gibi, daha eski) bu insanların ve onların yolunun daima selef ve sahabelerin ve halefin en kıdemlilerinin arasında bulunması, ve onların yolunun hakikat ve kılavuzluk olmasıdır.” (Mukaddimat ibn Haldun, s. 328.)

İmam es-Sehavî:

İmam Şems ed-Din Muhammed ibn Abdurrahman es-Sehavî, İbn Hacer el-`Askalanî’nin en iyi öğrencisidir ve  el-Cevahir el-mukallala fi’l-ahbar el-musalsala’sındaki yalnızca sufi raviler tarafından aktarılmış hadislere tahsis edilmiş bölümde, Sehavî der ki kendisi sufi yolunu Kahire’de Zeyn’ed-Din Ridvan el-Mukrî’den almıştır. (A.J. Arberry, Seheviyana: Chester Beatty Ms. Arab. 773 kaynaklı bir çalışma(Londra: Emery Walker Ltd., 1951) s. 35).

Zekeriyya ibn Muhammed Ensarî:

Zekeriyya ibn Muhammed Ensarî Şeyh’ul-İslam İbn Hacer el-Heytemî’nin hocası idi. İmam el-Ensarî Kuseyri hakkındaki şerhinde tasavvufu şöyle tanımlar:

“Tasavvuf ihtiyatın terkedilmesidir. Ayrıca şöyle denir: her nefeste aklını ve dikkatliliğini korumaktır; ayrıca: bütün meliklerin Malik’i olana doğru ilerlemede tam samimiyet(ciddiyet)tir; ayrıca: iyi işlere bağlılık ve kusurlardan kaçınmaktır; ve başka açıklamalar… Sufiyye ya da Sufiler, Allah onları saf (safahum) kıldığı ve onların kısıtsız (akhlasa lahum al-ni`am) bakmalarına izin vermesi hakikatinden dolayı bu isimle çağrılırlar.” (Zekeriyya el-Ensari, Şerh er-risale el-Kuşeyriyya (Kahire: dar’ul-kutub el-`arabiyya el-kubra, 1330/1912) s. 126).

Imam Zehebi Rahimahullah Sufi Seyhini kendi eserinde soyle takdim etmekte:

” Sufi, Sheyh,guvenilir Muhaddis. Ebu Abdullah Ahmed bin Hasan bin Abdul Cebbar bin Rashid el Bagdadi. “ Büyük Sufi”
[Es-Siyar A’lem el-Nubela, cilt No. 17, seh No. 211]

Imam Beyhaki(ra) sufi sheyhlerine baglanan hadisler nakletmisdir.Buna misal olarak “Shuabul Iman” adli kitapindaki bir hadisin isnadindaki ravilere bakalim:

أخبرنا ابو عبد الله الحافظ أخبرني ابو بكر محمد بن داود بن سليمان شيخ عصره في التصوف حدثني علي بن محمد بن خالد

Ebu Abdullah el-Hafiz ebuBekr> Muhammed bin Davud bin Sulaymendan “Zamaninin Sufi Şeyhi”> o da Ali bin Muhammed bin Halitden…
[Shu’a b ul Iman, Cilt No. 3, seh No. 170, Hedis # 3251]

Imam Zehebi(ra) Bu Muhaddis hakkinda shoyle diyor:

الإِمَامُ الْحَافِظُ الرَّبَّانِيُّ الْعَابِدُ، شَيْخُ الصُّوفِيَّةِ أَبُو بَكْرٍ، مُحَمَّدُ بْنُ دَاوُدَ بْنِ سُلَيْمَانَ النَّيْسَابُورِ يُّ الزَّاهِدُ… قَالَ أَبُو الْفَتْحِ الْقَوَّاسُ: سَمِعْتُ مِنْهُ، وَكَانَ يُقَالُ: إِنَّهُ مِنَ الأَوْلِيَاءِ وَسُئِلَ الدَّارَقُطْنِي ُّ عَنْهُ، فَقَالَ: فَاضِلٌ ثِقَةٌ أَرَّخَهُ الْحَاكِمُ، وَقَالَ: هُوَ شَيْخُ عَصْرِهِ فِي التَّصَوُّفِ،

Imam, dindar Hafiz,inancli abid . “Sufilerin Şeyhi”- Ebu Bekr Muhammed bin Davud bin Suleyman el-Neysaburi. “ ZAHID”…Imam Ebu Fettahin soyle dedigi isitildi:O,“EVLIYA”lar arasindadir…Imam Darakutniye onun hakkinda soruldu ve o dedi: O “FAZIL Ve SIKAdir”…Imam Hakim ayni zamanda ondan rivayet etmis ve demisdir: “O,zamaninin Tasavvuf Şeyhlerinden idi”
[Siyar A’lem el-Nubela Cilt No. 12, Seh No. 83]

Categories: Tasavvuf | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Imâm Es-Subki el-Azharîden « Allâh’in nuzul (inis) » hadisinin açiklamasi


Imâm Es-Subki’nin kitabi olan « ithafu’l-kainat bi beyâni s-selef ve’l-halef fi’l mutesâbihat » uzun bir fetvâyi kaleme aldi ve söyle diyor :
« ومعنى {ينـزل ربنا إلى سماء الدنيا} ينـزل رسوله أو رحمته »
« ve {yenzilu rabbunâ ilâ s-samâ’i d-dunya} ‘nin anlami, yani Onun habercisi (Melek) dunyanin emasinda iniyor demek, veya Onun rahmeti iniyor demek »

Categories: Istiva/Itikat, Istiva/tevil | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Ancak üç mescid için yola çıkılır hadisinin şerhi!

İbni Hacer “Buhari” şerhinde “Ancak üç mescid için yola çıkılır” hadisini şerh ederken şöyle anlatır:

“Burada ‘müstesna minh’ (kendisinden istisna edilen kelime) mahzuftur. Burada ya umumi bir lafız takdir edilir. O zaman hadisin manası “Hiçbir mekan için yolculuk yapılmaz ancak üç mescid için yola çıkılır” şeklinde olur. Ya da daha hususi anlamda bir şey takdir edilir. Umumi bir takdir yapmak mümkün değildir. Bu takdirde hadisten, ticaret, sılayı rahim ve ilim tahsili gibi mühim meseleler için yolculuk yapılamayacağı gibi bir mana anlaşılır ki bu doğru değildir. Öyleyse hususi bir kelime takdir edilmelidir. Takdir ederken de elbette ki mana ile münasebeti en fazla olan kelime olmalıdır. Bu durumda mana şöyle olmalıdır: “Hiçbir mescid için yola çıkılmaz ancak üç mescid için yola çıkılır. Öyleyse, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’nin kabri şerifini ya da salihlerin kabirlerini ziyaret için yola çıkmayı menedenlerin fikirlerinin batıl olduğu anlaşılmaktadır. Allah en doğrusunu bilendir. Es-Subki’l-Kebir şöyle demektedir: “Bazıları bu hadisi yanlış anlayarak bu üç mescid dışında her hangi bir yeri ziyaret için yola çıkmanın yasak olduğunu zannetmişlerdir. Bu bir hatadır. İstisna edilen, kendisinden istisna edilen şey ile aynı cinsten olmalıdır. Bu durumda hadisin manası: “Herhangi bir mescid için, ya da herhangi bir mekân –sadece o mekânın kendisi hedeflenerek- için yola çıkılmaz. Sadece üç mescid için yola çıkılır. Herhangi bir mekân için yola çıkılmaz. Çünkü birisini ziyaret ya da ilim tahsili için yapılan ziyaretler mekân için değil mekanda bulunan kişiler içindir. Allah en doğrusunu bilir.”

[İbni Hacer, “Fethu’l-Bari” 3/66]

Categories: Kabir ve ruh, Kabir ziyareti | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Resulullah’in(sav) kabrini ziyaret icin sefer!

İmâm-ı Sübkî:

İmâm-ı Sübkî:

Resûlullahı (sallallahü aleyhi ve sellem) ziyâret için sefere çıkmaya dâir haberler:

Ebüdderdâ’dan (radıyallahü anh) da şöyle nakledilir: “Ömer bin Hattab (radıyallahü anh) Beyt-i Makdis’i fethedip, Câbiye denen yere gelince, Bilâl-i Habeşî, Hz. Ömer’den, Resûlullahın Medîne-i münevvereye hicretleri sırasında kendisine kardeş yaptığı Ebû Ruveyha’yı Şam’a yerleştirmesini istedi. Hz. Ömer, onun bu teklifini kabûl etti. Bilâl-i Habeşî (radıyallahü anh) burada evlendi. Birgün rü’yâsında Resûlullah efendimizi gördü. Resûlullah efendimiz ona; “Bu ne eziyet böyle yâ Bilâl? Beni ziyâret edeceğin zaman yaklaşmadı mı?” diye buyurunca, Bilâl-i Habeşî üzüntü ile uyandı. Bineğine bindi ve korku ile Medîne-i münevvereye doğru yola çıktı. Resûlullahın kabr-i şerîflerine geldi. Orada ağlamaya başladı. Sonra Hasen ve Hüseyn’in (r.anhümâ) yanlarına gitti. Onlara sarıldı ve onları öptü. Onlar Hz. Bilâl’e; “Mescid-i Nebevî’de Resûlullah için okuduğun ezân gibi bir ezânını dinlemek istiyoruz” dediler. Bilâl-i Habeşî (radıyallahü anh) onların bu isteğini kabûl etti. Mescid-i Nebevî’ye giderek, Resûlullah zamânında ezân okuduğu yerde durdu. Allahü Ekber, Allahü Ekber diye okumaya başlayınca, Medîne-i münevverede büyük bir heyecân meydâna geldi. Eşhedü en lâ ilahe illallah deyince, bu durum daha da arttı. Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah okuyunca, herkes başlarını pencerelerden dışarı çıkardılar ve; “Yoksa Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) tekrar mı dirildi?” dediler. Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) vefâtından sonra, bugünden daha çok erkek ve kadınların ağladığı birgün görülmedi, İbn-i Asâkir de, Hz. Bilâl’in hayâtını anlatırken hâdiseyi zikretti.

[İmâm-ı Sübkî-Şifâüs-sikâm fî ziyâreti hayr-il-enâm]

Categories: Kabir ve ruh, Kabir ziyareti | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , ,

WordPress.com'da Blog Oluşturun.