Posts Tagged With: kabri şerif

Resulullah’ı Ziyaretin Edebleri

Allama Ibn Hacer “Cevherü’l-münazzam”da şöyle ifade edilmektedir:

Bir arabi, kabri şerifin baş ucuna durup şöyle demişti:

“Ey Allah’ım, şu kabirde medfun bulunan zat, Habibin; ben de, senin kulunum; şeytan ise düşmanındır. Eğer beni yarlığayacak olursan, Habibin sevinir, kulun kurtulur. düşmanın olan iblis gadablanır. Eğer sen beni yarlığamaz isen Habibin bana gadap eder, düşmanın hoşnud otur ve ben kulun da hetak olurum. Ey Rabbim, sen Habibini gadablandırmak, düşmanını hoşnut etmek ve kulunu helak etmekten hoşlanmayan bir keremkarsın. Arablar arasında kadri ali bir kişi vefat ettiğınde, kabri başında köle azad ederler. Şu muhterem zat, kainatın efendisidir. Ey esirgeyenlerin en merhametlisi, sen de onun kabri başında beni ateşten azad ediver.”

Orada bulunanların bir kısmı: “Ey Arab kardeş, bu güzel isteyişin sebebiyle, Allah seni affetsin ” dediler.

Resülüllah Efendimizin, kabrinde hayatta olduğuna biz ittifak etmişizdir. O kendisine gelen ziyaretçisini tanır. Madem ki o hayattadır, ziyaretçisini kendisine dönük ve kıbleyi arkasına almış olarak kabul eder. Kabrinin iç kısmında ziyarette bulunulduğu zaman da böyle hareket edilir.

Allame Zürkaani, “Mevahib” şerhinde diyor ki: Maliki kitabları, Resülüllah Efendimizin kabrine yüzünü dönerek ve kıbleyi de arkasına almış bir şekilde dua etmenin müstehab olduğuna dair açıklamalarla doludur.

Hanbeli mezhebi muhakkikleri yanında racih olan, diğer mezheplerde olduğu gibi, ziyaretçinin yönünü kabr-i şerife çevirmesidir. Tevessül hakkındaki hüküm de böyledir. Hanbelilerin muhakkiklerine göre tevessül, caiz hatta müstehabtır. Zira bu husustaki hadislerin delaleti bunu ifade etmektedir.

[Yusuf Nebhani,Şevâhidü’l-Hak, sayfa 163-164]

 

Categories: Kabir ziyareti, Tevessül | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Ancak üç mescid için yola çıkılır hadisinin şerhi!

İbni Hacer “Buhari” şerhinde “Ancak üç mescid için yola çıkılır” hadisini şerh ederken şöyle anlatır:

“Burada ‘müstesna minh’ (kendisinden istisna edilen kelime) mahzuftur. Burada ya umumi bir lafız takdir edilir. O zaman hadisin manası “Hiçbir mekan için yolculuk yapılmaz ancak üç mescid için yola çıkılır” şeklinde olur. Ya da daha hususi anlamda bir şey takdir edilir. Umumi bir takdir yapmak mümkün değildir. Bu takdirde hadisten, ticaret, sılayı rahim ve ilim tahsili gibi mühim meseleler için yolculuk yapılamayacağı gibi bir mana anlaşılır ki bu doğru değildir. Öyleyse hususi bir kelime takdir edilmelidir. Takdir ederken de elbette ki mana ile münasebeti en fazla olan kelime olmalıdır. Bu durumda mana şöyle olmalıdır: “Hiçbir mescid için yola çıkılmaz ancak üç mescid için yola çıkılır. Öyleyse, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’nin kabri şerifini ya da salihlerin kabirlerini ziyaret için yola çıkmayı menedenlerin fikirlerinin batıl olduğu anlaşılmaktadır. Allah en doğrusunu bilendir. Es-Subki’l-Kebir şöyle demektedir: “Bazıları bu hadisi yanlış anlayarak bu üç mescid dışında her hangi bir yeri ziyaret için yola çıkmanın yasak olduğunu zannetmişlerdir. Bu bir hatadır. İstisna edilen, kendisinden istisna edilen şey ile aynı cinsten olmalıdır. Bu durumda hadisin manası: “Herhangi bir mescid için, ya da herhangi bir mekân –sadece o mekânın kendisi hedeflenerek- için yola çıkılmaz. Sadece üç mescid için yola çıkılır. Herhangi bir mekân için yola çıkılmaz. Çünkü birisini ziyaret ya da ilim tahsili için yapılan ziyaretler mekân için değil mekanda bulunan kişiler içindir. Allah en doğrusunu bilir.”

[İbni Hacer, “Fethu’l-Bari” 3/66]

Categories: Kabir ve ruh, Kabir ziyareti | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

WordPress.com'da Blog Oluşturun.