Posts Tagged With: iyi bidat

Şehid Abdullah A‘zam ve Tevessül

Hazreti Peygamber’i dualarda aracı kılmanın hükmü:

Bu hususta uyanık olun! Birçok genç, meseleyi bilemiyor. Peygamber’i Allah’a duada aracı yapmanın ne demek olduğunu idrak edemiyor.

Sen kendilerine: Peygamberin vesile edilmesini zikrettiğinde, onlar: “Vesile edinmek ne?” diye sorup duruyorlar.

Aslında Peygamber’i vesile etmenin ne demek olduğunu izah etmek gerekiyor. Peygamber’i vesile etmek, “Ey Allah’ım! Sen beni Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yüzü suyu hürmetine affet, onun vasıtası ile bana merhamet eyle!” şeklindeki dualardır.

Bu tür dualar kişiyi müşrik yapmaz. Çünkü yüce Mevla’nın katında Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in özel bir mevkiinin bulunduğunu kim inkâr edebilir? Bineanaleyh Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i aracı kılma şirk değildir.

[ “Fî Zilâli Sûreti’t-Tevbe” (Tevbe Süresinin Gölgesinde Cihad Dersleri), s.555]

Categories: Tevessül | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Mevlid(Mekke Muftusu Zeyni Dehlan)

zeyni dehlankapak(mevlid) zeyni dehlansayfa(mevlid)
Mekkenin müftüsü, Ahmad ibn Zeyni Dehlan “es siyer en nebeviyye” kitabında, Mevlidi kutlama hakkında bir bölüm yazmıştır :

İnsanların alışkanlığındandır ki, O’nun (peygamber sallallahü aleyhi vesellem) Yüce doğum hikayesini duyunca, O’nu onurlandırmak için ağağıya kalkarlar. Bu hareket Pergamberi sallallahu aleyhi vesellem)övmek için iyi bir harekettir, ve bu nice âlimler tarafından uygulanmıştır. Misal de geçtiği gibi.
eş siyer’da Halebi şöyle dedi : bazılarına göre imam es Subki kendi döneminin çoğu alimleriyle bir araya gelmiştir, bu sırada bir şair Pergamberimizi (sallallahü aleyhi vesellem) öven es sarsarı’nın ezgisini söylemeye başladı.

İmam ee Subki ve orada bulunan bütün insanlar ayağıya kaltı ve huzur verici bir ortam oldu.
Mevlidi kutlamak anmak ve bunun için insanları toplamak iyi bir ameldir,iştir.

Categories: Mevlid | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Iyi ve kötü bidat!

iyi bidat(teymiyye)

selefî-vehhabiler bütünüyle her şeye bidat deyip hepsini dalalet saymaktadırlar. Her bidat işleyene de kafir-müşrik diye hitap etmektedirler. Iyi bidat yoktur derler lakin iyi bidatın varligini imam Şafii soylemistir ve bunu ibn teymiyye nakledirp SAHIH demistir!
Iyi bidat yoktur,her bidat delalettir diyenler neyapcaklar acaba..

BİDATİN İKİ KISMI VARDIR;

Paylaştığımız bu sayfa, İBN TEYMİYYE’NİN kendi yazdığı kitaptır ve kitabında aynen şöyle demektedir:

” İmam ı Şafii ra buyuruyor: Bidat iki kısımdır:
1. Kuran, Sünnte, İcma ve ya Efendimiz’in sav bazı sahabelerinin sözlerine muhalif olan bidat. Bu bidat dalalet olan bidattir.
2. Bu tür şeriat kaynaklarına ters olmayan bidat. Bu tür bidat güzel bir bidat bile olabilir.
Buna delil: hz Ömer’in ra şu sözüdür:
”Bu ne güzel bir bidattir”
Bu ve bunun gibi sözleri Beyhakî kendi sahih senetleriyle ”el-Medhal” de rivayet etmiştir.”

Kaynak: (Deru tearudil akli ven nakil: 2.cild sayfa 249)

BUNA NE KALIP UYDURACAKLAR BAKALIM.
—————

قال الشافعي رضي الله تعالى عنه: البدعة بدعتان: بدعة خالفت كتاباً أو سنة أو إجماعاً أو أثراً عن بعض أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم، فهذه بدعة ضلالة، وبدعة لم تخالف شيئاً من ذلك، فهذه قد تكون حسنة، لقول عمر: نعمت البدعة هذه. هذا الكلام أو نحوه رواه البيهقي بإسناده الصحيح في المدخل.

Categories: Bid'at kavramı | Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

Mevlid(Ibn Hacer Askalani)

mevlid suyuti(kapak)mevlid askalani1 mevlid askalani2 mevlid askalani3

Şeyhülislam ve muhaddis, İbni Hacer Askalanî’ye, Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğum gününde onu anmak hakkında ne düşündüğünü sordular, şu şekilde cevap verdi:

Peygamber Efendimizi (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğum gününde anmak, ilk üç asrın takva sahibi müslümanlarının yapmadığı bir icattır. Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) anılması, salih ve batıl özellikler taşıyabilir. Eğer Peygamberiz (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) anıldığında, salih ve şer’an uygun bir şekilde anılır, ve batıl bir şekilde anılmazsa, bu noktalara dikkat edilirse, o zaman bu icat, takdire değer bir icattır, bu noktalara dikkat edilmezse, o zaman bu takdir edilmez bir icattır. Bu konuda bir sahih hadis dikkatimi çekti: Peygamberimiz(sav) bir gün medineye gitti, ve orada yahudilerin, Muharrem ayının 10’unda oruç tuttuklarını gördü’ [Husnu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 63] [Birdahaki sayfada devam ediyor]

Ve onlara niye oruç tuttuklarini sordu, onlar da: “Allah bu günde firavunu boğdu ve Musa’yı (aleyhi’s-selam) kurtardı, Allah’a şükretmek için bu günde oruç tutuyoruz” dediler. Bu bize, belirli bir günde, Allah’ın bizlere verdiği nimet ve bizleri bir beladan kurtardığından dolayı, o günde bunu kutlamanın caiz olduğunu gösterir. Kuran okuyarak, oruç tutarak veya sadaka vererek kutlanılır. Böyle bir gün (aşûre) kutlanırda Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumu kutlanmaz mı? Buraya bakarak aşûre gününü kutlamanın caiz olduğunu görüyoruz, yukarıdaki olayı görmezden gelenler aşûreyi kutlamanın caiz olmadığını sanarlar, bazıları da bu günü yılın başka bir gününe taşıdılar. [Husnu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 64]

Başka bir hadise bakarak mevlidin caiz olduğunu gördüm (yukarıdaki, aşure hakkındaki hadisten başka). Beyhaki’de, Enes’in (radiallahu anhu) naklettiği hadiste, Peygamberimiz (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) buyurduki: “Peygamberimiz kendisine peygamberlik geldikten sonra, kendisi için bir akika kurbanı kesti”. Dedesi Abdulmuttalib, doğumundan 7 gün sonra bir akika kurbanı kestiği söyleniyor, ve akika tekrarlanmaz. Bundan dolayı Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) kurbanı kesmesinin nedeni şükürdür, ümmetinin şerefi içindir. Bizimde onun doğumunu kutlamamız önerilmiştir, O’nun doğumuna şükretemek için, kardeşlerimize yedirerek, salih amel işleyerek ve sevinerek. Bu hadis önceden bahsedilen hadisi doğruluyor (Pazartesi peygamberimizin doğum günüdür ve peygamberlik yıldönümüdür). [Husnu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 64-65]

Categories: Mevlid | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Mevlid(ed-Dimeşki)

mevlid suyuti(kapak) mevlid dimeski
İmam Şemseddin ed-Dimeşkî şöyle yazdı:

Ebu Leheb’in cehennem azabı her Pazartesi günü hafifletirler, çünki o Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumunu kutladı ve o günlerde kölesi olan Sevbe’yi (radiallahu anh) azad etti. Ebu Leheb’in ebedî kalacağı yer cehennem olmasına rağmen, ve Tebbet sûresi onun hakkında inmesine rağmen, onun azabı her Pazartesi günü hafifletiliyor. Buraya bakınız ve ömrü Peygamberimizi överek geçen bir müminin durumunu düşününüz.

[ Mevridu’s-Sadi Fi Mevlidi’l-Hadi, İmam ed-Dimeşkî ve ayrıca İmam Suyuti’nin Hassanu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 66]

Categories: Mevlid | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Mevlid(devamı)

İmam Celaleddin Suyûtî(Rahimuhullah), Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumunu kutlamak, neden vefatına üzülmekten önce geldiğini anlatıyor (aynı günde vefat edip, doğmuştur):

Peygamber Efemdimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumu bizim için bir lütuftur, vefatıda bizim için üzücüdür. Şeriat lütuf verildiğinde sevinip Allah’a şükretmemizi emrediyor, belaya da sabredip gizlememizi emrediyor. Bunun için şeriat bize bir çocuğun doğumunda akika kurbanını kesmemizi emrediyor, bu Allah’a şükretmemizin bir işaretidir. Fakat ölümde bir kurban kesme emri yoktur, hatta yas tutmak bile caiz değildir. Bundan dolayı şeriattın emri üzere, bir müslüman Rebiül Evvel ayında, Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumuna sevinmesi lazım. [Husnu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 54-55]

Şeyhülislam ve muhaddis, İbni Hacer Askalanî

Şeyhülislam ve muhaddis, İbni Hacer Askalanî’ye, Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğum gününde onu anmak hakkında ne düşündüğünü sordular, şu şekilde cevap verdi:

Peygamber Efendimizi (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğum gününde anmak, ilk üç asrın takva sahibi müslümanlarının yapmadığı bir icattır. Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) anılması, salih ve batıl özellikler taşıyabilir. Eğer Peygamberiz (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) anıldığında, salih ve şer’an uygun bir şekilde anılır, ve batıl bir şekilde anılmazsa, bu noktalara dikkat edilirse, o zaman bu icat, takdire değer bir icattır, bu noktalara dikkat edilmezse, o zaman bu takdir edilmez bir icattır. Bu konuda bir sahih hadis dikkatimi çekti: Peygamberimiz(sav) bir gün medineye gitti, ve orada yahudilerin, Muharrem ayının 10’unda oruç tuttuklarını gördü’ [Husnu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 63] [Birdahaki sayfada devam ediyor]

Ve onlara niye oruç tuttuklarini sordu, onlar da: “Allah bu günde firavunu boğdu ve Musa’yı (aleyhi’s-selam) kurtardı, Allah’a şükretmek için bu günde oruç tutuyoruz” dediler. Bu bize, belirli bir günde, Allah’ın bizlere verdiği nimet ve bizleri bir beladan kurtardığından dolayı, o günde bunu kutlamanın caiz olduğunu gösterir. Kuran okuyarak, oruç tutarak veya sadaka vererek kutlanılır. Böyle bir gün (aşûre) kutlanırda Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumu kutlanmaz mı? Buraya bakarak aşûre gününü kutlamanın caiz olduğunu görüyoruz, yukarıdaki olayı görmezden gelenler aşûreyi kutlamanın caiz olmadığını sanarlar, bazıları da bu günü yılın başka bir gününe taşıdılar. [Husnu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 64]

Başka bir hadise bakarak mevlidin caiz olduğunu gördüm (yukarıdaki, aşure hakkındaki hadisten başka). Beyhaki’de, Enes’in (radiallahu anhu) naklettiği hadiste, Peygamberimiz (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) buyurduki: “Peygamberimiz kendisine peygamberlik geldikten sonra, kendisi için bir akika kurbanı kesti”. Dedesi Abdulmuttalib, doğumundan 7 gün sonra bir akika kurbanı kestiği söyleniyor, ve akika tekrarlanmaz. Bundan dolayı Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) kurbanı kesmesinin nedeni şükürdür, ümmetinin şerefi içindir. Bizimde onun doğumunu kutlamamız önerilmiştir, O’nun doğumuna şükretemek için, kardeşlerimize yedirerek, salih amel işleyerek ve sevinerek. Bu hadis önceden bahsedilen hadisi doğruluyor (Pazartesi peygamberimizin doğum günüdür ve peygamberlik yıldönümüdür). [Husnu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 64-65]

İmam Şemseddin ed-Dimeşkî şöyle yazdı:

Ebu Leheb’in cehennem azabı her Pazartesi günü hafifletirler, çünki o Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumunu kutladı ve o günlerde kölesi olan Sevbe’yi (radiallahu anh) azad etti. Ebu Leheb’in ebedî kalacağı yer cehennem olmasına rağmen, ve Tebbet sûresi onun hakkında inmesine rağmen, onun azabı her Pazartesi günü hafifletiliyor. Buraya bakınız ve ömrü Peygamberimizi överek geçen bir müminin durumunu düşününüz. [ Mevridu’s-Sadi Fi Mevlidi’l-Hadi, İmam ed-Dimeşkî ve ayrıca İmam Suyuti’nin Hassanu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 66]

Rebiülevvel’in Bereketi, Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) hürmetinedir, bu ümmet ne kadar salatü selam getirir ve sadaka verirse, okadar mükafaatlandırırlar. [ Fatawa al Azizi 1:123]

Molla Aliyyu’l-Kari (rahimehullah), Şerhu’l-Miskat’ın yazarı ve hanefi âlimi:

Allah şöyle buyurdu: Aranıza sizden olan bir resul geldi(9:128), burada Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) aramıza geldiği günü kutlamaya bir işaret var, bunun için bu günde Allah’a şükür etmek için zikretmek gerek. Mübah olan semâ ve çalgı muhabbetten dolayı Mevlid’in bir parçası olabilir, bunun hiçbir sakıncası yoktur. [Molla Ali Kari, Al Mawlid an Nabi, s. 17]

Büyük müfessir ve sufi İsmail Hakkı (rahimehullah) buyurdu ki:

Mevlid-i şerifi kutlamak, Peygamberimize (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) en büyük övgü/muhabbet gösterme sekillerinden birisidir, caiz olmayan durumlardan sakınıldığı müddetçe. İmam Suyûtî (rahimehullah) buyurdu ki: Peygamberimiz’in doğum yıldönümünde sevinmek bizim için müstehabtır. [Rûhul beyan tefsiri, Cild 9, s. 52]

Mevlana Abdulhay Luknevi (rahimehullah) buyurdu ki:

Eğer Ebu Leheb gibi bir kafir, Peygamberimizim (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumunu kutladığı için ödüllendiriliyorsa, o zaman Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumunu kutlayıp onun için sevinen bir müslümanın makamı tabiki yüksek olur, İbn Cevzi ve Şeyh Muhaddis Hak Delvi’nin bahsettiği gibi. [Abdulhay, Mecmua el fetavâ, Cild 2, s. 282]

Categories: Mevlid | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Mevlid (alimler)

Seyyiduna Abbas Ebu Leheb’i ölümünden 1 yıl sonra rüyasında gördüğünü anlatır. Onu çok kötü bir halde görür ve o şu açıklamayı yapar:
‘Sizden ayrıldığımdan beri, pazartesileri hafiflemesi dışında azabım hiç dinmedi.’
Azabı ne sebeple pazartesileri azalıyordu? Seyyiduna Abbas’ın açıklamasına göre:
‘Hakikaten the Peygamber(sallAllahu aleyhi vesellem) pazartesi günü doğmuştu. Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe onu müjdelemişti ve o sevinçle cariyesini azad etti. Bu nedenle Allah her pazartesi azabını hafifletir.’ (Feth ul Bari Şer ul Buhari 9:145)

Ulema bundan şu sonucu çıkarmıştır; bir kafir bile Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’in doğumunu kutladığı halde ödüllendiriliyor ve (sevaptan)mahrum edilmiyorsa, nasıl olur da bir müslüman (doğumu kutlarsa) mahrum edilebilir.

Muhammed bin Abdul Vehhab Necdi’nin oğlu Ibn Cevzi’den raferansla şöyle yazar:
‘Eğer kafir olan, hakkında Kur’an’da bir sure indirilen Ebu Leheb’in durumu Peygamber(sallAllahu Aleyhi ve sellem)’in Milat gecesinde mutlu olmaktan dolayı ödüllendirilmek ise, Milat’ı kutlayan muvahhid müslümanın durumu ne olacaktır?’
(Muktesar Siret’ur Rasul 13) 

Muhaddis Ibn Cevzi

“Rebi ul Evvel’in birinci gününden itibaren, saygıdeğer Harameyn halkı, Mısır; Yemen; Suriye Doğu ve Batıdaki tüm Arap şehirleri Mevlid un Nebi(sallAllahu aleyhi ve sellem) meclisini kutlarlar. İçerisindeki en harika olaylar, Mevlid (mucizelerinin) okunması ve dinlenilmesidir. Ve bu (toplanma) dolayısı ile büyük sevap ve büyük başarı kazanırlar.”
(El Milad un Nebi, 58)

Imam Ebu Şama, Imam Nevevi’nin Şeyhi

“Bizim zamanımızda Arbal şehrinde başlamış mükemmel yeni ameller arasında Mevlid un Nebi’nin yıldönümünde sadaka vermek, ve görkem ve mutluluk sergilemektir. (Bu mükemmel bir ameldir) çünkü, fakire yardım etmenin yanında ayrıca kalplerde Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem) için (bulunan) sevgi, ihtişam ve saygıyı da gözler önüne serer ve Allah’a, Peygamberini alemlere rahmet olarak göndermesinin şükrüdür.
(El Bais Ala Inkar ul Bid’at vel Havadis s.13)


Imam El Hafiz Sehevi 

“Bütün büyük şehirlerde Müslümanlar daima Mevlid ayını o gecelerde büyük toplanmalar arttırılmış sadaka ve iyi amellerle kutladılar. Özellikle doğum zamanında zuhur eden olaylar, bu toplantıların konusudur.”

(Sübl ul Hüda 1:439)

Imam Celaluddin Suyuti

“Şuna inanıyorum ki, Milad amelleri; insanların toplanması; Kur’an okunması ve Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’in biyografisinin ve doğumu esnasında ortaya çıkan işaretlerin anlatılması, Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem) için olan saygı ve sevginin ve doğumundaki mutluluğun gösterilmesini yüklendiklerinden dolayı mükafatı hak eden bid’at-ı hasene(güzel bir yenilik)dir.” (Husn ul Maksad Fi Amel il Mevlid Fi’l Havi li’l Fetava 1:189)

Imam Kastalani,

“Müslümanlar doğum ayını daima Rebi ul Evvel’de toplanarak kutlamışlardır. Gecelerinde sadaka ve iyi amelleri arttırırlar, özellikle, bu toplanmalarda onun doğumunu anlatarak Allah’ın rahmetini kazanırlar. Milad toplanmasının bereket getirdiği, özellikle sene boyunca barışı garantilediği ispatlanmıştır. Allah, Milad’ı bayram gibi kutlayan kişinin üzerine lütfunu ve cömertliğini yağdırsın ve (bunu yaparken de) kalbinde (muhalefet) hastalığı olan kişiye bela (getirir).”

(Al Muwaahib ud Duniya 1:27)

 

 

Hafiz Ebu Zar’a El Iraki

“ Milad’ın Mustehab ya da Mekruh olup olmadığı ve (bu konuda) örnek alınabilecek kaynaklar veya uygulamalar olup olmadığı soruldu. Şöyle cevapladı: ‘Yemek dağıtmak her zaman Mustehab’dır öyle ise Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’in nurunun Rebi ul Evvel ayında ortaya çıkışının mutluluğu ile birleşince nasıl(harika) olacaktır. Selef bunu yaptı mı bilmiyoruz, ama sırf biz bilmiyoruz diye bidat ya da mekruh olduğunu göstermez.  Doğrusu, Selef’te olmayan birçok mustehab ameller vardır, gerçekten bazıları vacibdir! ” (Tasnif ul Azan of Şeyh Muhammed bin Sıddık s.136)

Imam Ibn Hajar Makki

“ Çevremizde görülen Milad ve zikir toplanmaları genellikle iyiye dayanır, çünkü sadaka, zikr, Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’e selat ve selam içerirler.”
(Fetava Hadisiye s.129)

Molla Ali Kari

“ Tüm ülkelerdeki şüyuh ve ulemanın hepsi bir şekilde Milad toplanmalarına saygı duyar öyle ki, hiç bir tanesi, katılmayı reddetmez. Katılmalarının sebebi bereket elde etmektir.”
(El Mevrid er Rava)

Imam Nasiruddin ( BaBin Tabah olarak tanınır)

“ Bir adam, Milad gecesinde sadaka verir ve ahireti hatırlatan sahih hadislerin anılmasını organize ederse ve tüm bunlar Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’in doğumunun sevinci içerisinde yapılırsa, cevazından(caiz olduğundan) hiç şüphe yoktur. Bunları iyi niyetle yapan her kişiye mükafat vardır.”
(Subl ul Huda 1:144)

Imam Cemal uddin El Katani

“  Peygamber(SallAllahu aleyhi ve sellem)’in doğduğu gün son derece şerefli, mubarek ve itibarlıdır. Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem), ona uyan herkes için kurtuluştur. Her kim onun gelişine sevindiğini belirtirse, kendisini cehennem azabından korumuş olur. Sonuç olarak, bu durumlarda sevincini ifade etmek ve gücü yettiği kadar harcamak oldukça uygundur. ”
(Subl ul Huda 1:144)

Şeyh Abdul Hak  Muhaddis-i  Dehlvi

“ İslam cemaati, Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’in doğum ayında her zaman toplanmalarla kutlama yapmıştır. Gecelerinde sadaka verirler ve mutluluklarını gösterilrler ve özellikle doğum esnasında zuhur eden olayları yad ederler. ”
(Ma Sabata min esSunnet s.106)

Şah Valiullah Muhaddis-i  Dehlvi

“ Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’in doğum gününde Mekke-i Muazzama’da bir Milad toplantısına katıldım. İnsanlar Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’e hayır dua ediyor ve doğumu esnasında zuhur eden olayları anıyorlardı. O anda o cemaatin üzerine nur yağdığını gördüm. O nuru fiziksel bir gözle mi yoksa ruhsal bir gözle mi gördüm bilmiyorum. Dikkatlice baktığımda o nurun, bu tip toplanmalara katılmaları emredilmiş olan meleklerde olduğu bana aşikar oldu. Ayrıca Allah’ın rahmetinin de meleklerle birlikte indiğini gördüm.” (Fuyuz ul Harameyn 80,81)

Başka bir yerde, saygıdeğer babası Şah Abdur Rahim Dehlvi’den alıntı yapar:

“ Her sene Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’in Miladı dolayısı ile yiyecek hazırlardım. Her nasılsa, bir sene yemek hazırlayamadım, dolayısıyla Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’in Milad’ının sevinci içerisinde sadece kavrulmuş nohut dağıttım. O gece rüyamda Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’i gördüm. Oldukça mutlu göründü ve önünde o kavrulmuş nohutlar vardı.” (Ed Dar-us Samin 40)

Mevlana Abdul Hayy Lahnevi

‘ Milad toplanmalarının adi bir bidat olduğunu iddia edenler, şeriata aykırı hareket ediyorlar.”
Ve toplanma için bir gün ve tarih belirtme ile ilgili;

“  Milat toplanmaları hernezaman düzenlenirse bunun için bir mükafat vardır. Harameyn Basra, Suriye, Yemen ve diğer ülkelerdeki insanlar insanlar, Rebi-ül evvel’in ayını gördüklerinde, sevinçlerini sergiler ve Milad toplanmaları düzenler ve mevlüt dinler ve okurlar. Daha da ötesi, bu ülkelerde Rebül Evvel dışında da böyle Milad toplanmaları yapılır. Dolayısı ile, kişi, Milad toplanmalarının mükafatının sadece Rebi-ül Evvel ayında olduğu fikrine kapılmamalıdır. ” (Fetva Abdul Hayy 2:283)

Hacu Imdadullah Muhacir Mekki

“ Tüm Harameyn halkı Mevlid’i kutlar. Bu bizim için yeterli delildir. Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’in anılması nasıl kınanabilir? Ancak insanların icat ettikleri aşırılıklar, yapmamalıdırlar. ” (Shamaaim Imdaadiya 87,88)

Hacı Sahib kendi uygumasını da açıklar:

“ Bu faqeer (fakir) uygulaması şudur ki, o sadece Milad toplanmasına katılmakla kalmaz, ayrıca onu bir bereket vesilesi olarak görerek kendisi her yıl bir toplantı düzenler ve içerisinde neşe ve keyif ve haz duyar. ”(Feyzla Haft Masla p9)

Mufti Mazharullah Mucedidi

“ Milad’ın okunması, sahih hadislere dayalı olduğundan ve mubarek 12. gündeki tören, hiçbir yasaklanmış amel içermediğinden dolayı ikisi de caizdir. Onlara caiz değildir demek, şeriatten delil gerektirir. Muhaliflerin ona karşı ne delilleri vardır? Sadece bu şekilde Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’in sahabeleri kutlamadığı ya da tören düzenlemediği için caiz değildir demek delil olamaz. Caiz bir iş, sırf (daha önce) yapılmadı diye yasak hale gelmez. ” (Fetva Mazhari 435,436)

Allame Muhammed Siddik Hasan Han Bhopali

“ Her gün Peygamber(sallAllahu aleyhi ve sellem)’in zikrini yapamayan bir kimsenin haftada ya da ayda bir gün oturup zikr yapacağını ve biyografisini okuyacağını adamasında ne kötülük vardır? Ve daha sonra ayrıca Rebi-ül Evvel’in günlerini boş geçirmez ve sahihliği ispatlanmış hadisleri de okur. ”

(Eş Şamama tu’l Ğabriya min Hayr il Mevlid el Bariyya 5)

Categories: Mevlid | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

İMAM EL HATTABİ(R.A) VE BİDAT HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ…!

İmam Ebu Davudun – radiyAllahu anhu – meşhur “Sunen”ine şerh veren Şafi alimlerinden Ebu Süleyman El Hattabi (319-388 h/931-998 m) – rahimahullah – kendisinin “Mealimus Sunen” adlı eserinde, hadisde gelen”Her yenilik dalaletdir” sözünə şerh verirken diyor ki:

وقوله : « كلُّ محدثةٍ بدعةٌ » هذا خاصٌّ في بعض الأمورِ دونَ بعضٍ ، وكلُّ شيءٍ أُحد

ِث على غير أصلٍ من أصولِ الدين وعلى غير عِياره وقِياسه , وأما ما كان منها مَبْنياً على قواعدِ الأصول ومَردوداً إليها فلَيس ببدعةٍ ولا ضَلالةٍ , والله أعلم

“Allah Rasülünün– sallAllahu aleyhi ve alihi ve sellem- “Her yenilik bidatdir” sözüne gelince , bu, (sonradan çıkan) şeylerin hepsine değil bir kısmına aiddir.
(Hadisdeki kınanmış yenilik) Dinin prensiplerinden her hangi bir prensipe , standartlarına ve kıyasına bina edilmeden ortaya çıkarılan şeye aitdir.
Fakat ortaya çıkarılan yeniliklərden, üsul kaideleri üzere bina olunan, o kaidlere dayananlar, ne (kınanmış) bidatdir, ne de dalalet. Allah en güzel bilendir.”

Kaynak: Ebu Süleyman El Hattabi: Mealimus Sunen: 4/301
Haleb: Metbeatul İlmiyye: 1351/1932

Categories: Bid'at kavramı | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Ibn Teymiyye: Taşlarla tesbih güzel bir iştir!!


İBNİ TEYMİYYE:”ZİKRİN MEYVE TANELERİ,KÜÇÜK TAŞLAR VE BENZERİ ŞEYLERLE SAYILMASİ GÜZEL BİR İŞTİR”…!

 

Sevgili kardeşlerimiz,Gördüğünüz resim Vehhabilerin büyük şeyhlerinden İbni Teymiyyenin “Mecmua El Fetava” isimli kitabinin 22-ci ciltinin 506-ci sayfasidir.Vehhabilerin Şeyhlerinden Ahmed İbn Teymiyye (661-728 h/1263-1328 m) küçük taşlar, meyve çekirdekleri ve tespihle zikr etmek, daha doğrusu edilen zikri bu şeyler vasitasiyla saymak hakkinda diyor ki:

وعدُّ التسبيح بالأصابع سنّة كما قال النبي صلى الله عليه وسلم للنساء : { سَبِّحْنَ وَاعْقِدْنَ بِالْأَصَابِعِ فَإِنَّهُنَّ مَسْئُولَاتٌ مُسْتَنْطَقَاتٌ } . وأما عدُّه بالنَوَى والحَصَى ونحو ذلك فحسنٌ وكان من الصحابة رضي الله عنهم من يفعَل ذلك وقد رأى النبي صلى الله عليه وسلم أمَّ المؤمنين تسبِّح بالحصى وأقرَّها على ذلك وروي أن أبا هريرة كان يسبِّح به .
وأما التسبيح بما يُجعَل في نِظامٍ من الخَرَز ونحوه فمن الناس من كرِهه ومنهم من لم يكرَهه وإذا أحسِنتْ فيه النيّة فهو حسنٌ غيرُ مكروه وأما اتخاذه من غير حاجة أو إظهاره للناس مثل تعليقه في العُنُق أو جعْله كالسُّوار في اليد أو نحو ذلك فهذا إما رياء للناس أو مَظِنّة المراءاة ومشابهة المرائين من غير حاجة : الأول محرَّم والثاني أقلُّ أحواله الكراهة فإن مراءاةَ الناس في العبادات المختصّة كالصلاة والصيام والذكر وقراءة القرآن من أعظم الذنوب

“Zikrin Parmaklarla sayılması Sünnetdir. Nasilki, Nebi – sallallahu aleyhi ve sellem– kadinlara demişdi: “Zikr edin ve parmaklarla sayın. Şüphesiz ki, onlar (Kiyametde) Hesaba çekilecek ve konuşucaklardir.”
Zikrin küçük taşlar ve meyve taneleri ve benzeri şeylerle sayılmasına gelince bu güzel iştir! Sahabiden– Allah onlardan razı olsun – böyle edenler vardı. Nebi – sallallahu aleyhi ve sellem– müminlerin annesini küçük taşlarla zikr ederken gördü ve buna itiraz etmedi. Ebu Hureyrenin de bunlarla zikr etdiyi rivayet edilmişdir.
Boncuklar ve benzerlerinin uygun düzülmüş şekliyle(tespihle) zikre gelince insanlardan bunu kerih görenler (hoş karşılamayanlar) ve kerih görmeyenler vardır.
Niyet iyi oldukda bu amel(tespihle zikr) mekruh olmayan güzel bir ameldir!
Fakat, buna ihtiyac olmadan tespih elde etmek, boyundan asmak ve ya bilerzik gibi kola takmak süetiyle onu insanlara göstermek ve benzeri amellere gelince bu ya insanlar için riyadır/gösterişdir, ya da hakkında riyakarlık şüphesinin doğmasına sebeb ve ihtiyac olmadan riyakarlara benzemekdirki bunun birincisi haram, ikincisi ise en iyi halde kerahetdir.
İnsanların Namaz, Oruc, Zikr, Kuran okumak gibi özel ibadetlerde riyakarlığı günahların en büyüklerindendir…”

Kaynak: Ahmed İbn Teymiyye: Mecmu Fetava: 22/506
Medine: 1425/2004

Izahat:İlk olarak İbn Teymiyyenin sözlerini nakl etmemin sebebi onun vehhabi firkasinin sözde onun yolunda olduklarını söylemeleri ve ondan daha deyerli İmamların mezhebine bağlananları kinadiklari halde bir çok halde ona taasubkeşlikle bağlanmalarıdır.
İbn Teymiyyenin sözlerinden anlaşılan zikrin parmak uclarıyla sayılmasının sünnet olduğu, diger şeylerle – taş, çekirdek ve tespih gibi – sayılmasının ise şeren caiz ve güzel olduğudur.
Çekirdeklere zikr saymağı kabul edib, bunu tespihle etmeyi kabul etmeyen kimseyi anlamak zordur. Ayni tanelerin uygun nizamla ipe dizilmesinin hükme tesir edecek türden bir deyişiklikdirmi?
Resulullahın kendisinin bu ameli etmediyini ireli sürerek edilen itiraza gelince… Sahabilerin bu ameli Rəsulullahın – sallallahu aleyhi ve sellem– ikrarından sonra kati delil şeklini almışdır. Çünki, Usul ilminden malumdur ki, Onun bir meseleye etiraz etmemesi o işin caizliyini gösterir ve bu növ sünnet takriri sünnet adlanır.
Bu işde riyakarlığa gelince riya ayrılıkda da günah olub, tespihin asli hükmüyle bir alakasi yokdur. Ancak konuyla alakali açıklanmasına ihtiyac olan noktalarin sorulmasa bile açıklanması ilim ehlinin üslubundandır.
İbn Teymiyyenin : “Birincisi haram, ikincisiyse en iyi halde kerahetdir…” sözünde birinciden kasıt riyakarlık, ikinciden kasıt riyakarlara benzemek ve böyle taasurat uyatmakdir.
Allah en doğrusunu bilen ve dilediyine onu öğretendir!

Categories: Taşlarla tesbih | Etiketler: , , , , , , , , , , ,

Bid’at hakkinda alimler!!

Harmala dedi ki, ben İmam Şafiinin şöyle dediğini duydum :
Bid’at iki türlüdür:

Övülen Bid’at ve Makbul olmayan Bid’at. Sünnete uyan herşey makbuldur, uymayan herşey makbul değildir.

Delil olarak ise Ömer bin Hattabın cemaatle kılınan Teravih Namazıyla ilgili “Bu ne güzel bidattır” sözünü gösterdi

[ Ebu Nuaym, Harmala dan Ebu Bekir Ajjurinin silsilesiyle Hilyet-ül Evliyadan rivayet etti. (9:121 #13315=1985 baskı 9:113)
Ebu Şâma, El-Bâis alâ İnkâr el-Bid’a vel-Hevâdis te aktardı (Riyad 1990 baskı sayfa 93) , İbni receb – câmi-ul ulum vel hikem (sayfa 267 = Zuhayli baskısı 2:52 = Arna’ut baskısı 2:131 sahih.), İbn Hacer – Fethul Bari (1959 baskısı 13:253) , el-Turtuşi – el-Hevadis ve el-Bid’a (sayfa 158-159) , el Şevkâni – el Kavli el Mufid fi Adillat el İctihad ve el-Taklid (1347/1929 baskısı, sayfa 36) , Ömer’in (r.a) sözü ise İmam Malikin Muvatta’sında ve Buhari’nin Sahihinde rivayet ediliyor.]

El Rabi dedi ki, İmam Şafii şöyle dedi :

Sonradan çıkmış meseleler iki türlüdür:
Birincisi Kur’an, Sünnet, Sahabe’nin sözlerini ve icmayı çiğneyen Bid’at : Bu delalet Bid’atidir.
Diğer türlü Bid’atler ise bu bahsedilenleri çiğnemediği için iyidir ve suç sayılmaz. Ömer(r.a) Teravih namazı hakkında “Bu ne güzel Bid’at” buyurmuş ve bu önceden olmayan birşeydir ama yukarda bahsedilenleri çiğnememektedir.

[Beyhakinin Mezkel ve Menakib El Şafii kitabında El Rabi’den rivayet edildi (1:469) İbni Teymiyye Dar Taarud’da Sahih olduğunu sööyledi. El akl ve’l Nakl (sayfa 171) ve Beyhaki aracılığıyla İbni Asakir Tabyin Kazib el Müfteri’de (Kevseri baskısı sayfa 97) , Zehebi tarafından siyer’de bahsedildi (8:408), İbn Receb tarafından Camiul Ulum ve hikemde bahsedildi (sayfa 267.-Zuhayli baskı 2:52-53= Arnaut. Baskı 2:131 sahih) ve İbn Hacer – Fethul Bari (1959 baskısı 13:253) ]

İmam Gazali Kur’an mushaflarına noktalar eklenmesi bahsinde dedi ki :

Bir çok sonradan çıkmış mesele güzeldir. Teravih cemaatiyle ilgili söylendiği gibi. Bu Ömer’in (r.a) Bid’atları arasındaydı ve güzel bir bid’attı. Suç olan bid’at, sünnete muhalif olan veya sünneti değiştirmeye yol açandır.

(El Gazali İhya Ulumiddin (1:276))

((( buraya eklemeler zamanla gelecektir insallah))) 

Categories: Bid'at kavramı | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , ,

WordPress.com'da Blog Oluşturun.