Posts Tagged With: molla Kari

Teravih

Imam Bedruddin Ayni (Rahimehullah) dedi ki:

رواه البيهقي بإسناد صحيح عن السائب بن يزيد الصحابي قال كانوا يقومون على عهد عمر رضي الله تعالى عنه بعشرين ركعة وعلى عهد عثمان وعلي رضي الله تعالى عنهما مثله وفي المغني عن علي أنه أمر رجلا أن يصلي بهم في رمضان بعشرين ركعة قال وهذا كالإجماع

Imam Beyhaki (Rahimehullah) Saib Ibn Yezid’den “SAHİH” isnadla sahabenin şöyle söylediğini nakletmiştir: Ömer (radiallahu anh) devrinde, (insanların) 20… rekat için kıyam ettiklerini gördüm, ayrıca Osman (RA) ve Ali (radiallahu anh)devrinde de. El-Muğni’de (temel Hanbeli fıkh el kitabı) Ali (radiallahu anh)’dan kendisinin bir adama Ramazanda 20 rekat kıldırmasını emrettiği nakledilmiştir. “BU HUSUSTA TOPTAN İCMA VARDIR (وهذا كالإجماع)”
[Umdat ul Kari Cilt No.7, Sayfa No. 177]

Imam Ibn Hammam (Rahimehullah) dedi ki: Hakiki ispatla saptanmıştır ki, Sahabe ve Tabiîn Ömer(ra) zamanında 20 rekat Teravih kılarlardı, bu otantik bilgi, Omar(ra) devrinde 20 rekat kıldıkları, Yezid ibn Ruman’dan nakledilmiştir.Imam Nevevi de bu bilgiyi “DOĞRULAMIŞTIR”
[El-Feth el Kadir, Cilt No.1, Sayfa No. 470]

Allame Molla Ali Kari (Rahimehullah) dedi ki: أجمع الصحابة على أن التراويح عشرون ركعة Teravih’in 20 Rekat olduğu hususunda fikir birliği/icma vardır. [Mirkat Şarah el Mişkat, Cilt No.2, Sayfa No. 202, Mekteb el Mişkat tarafından yayınlanmıştır]

Imam Ibn Kudame (Rahimehullah) dedi ki: كان الناس يقومون في زمن عمر في رمضان بثلاث وعشرين ركعة وعن علي, أنه أمر رجلا يصلي بهم في رمضان عشرين ركعة وهذا كالإجماع İnsanlar Omar(ra) zamanında Ramazanda 23 Rekat kıyam ettiler, ve Ali (ra)’den, kendisinin bir kişiye 20 rekat imamlık ettirdiği rivayet edilmiştir ve bu hususta “FİKİR BİRLİĞİ/İCMA” (وهذا كالإجماع)  vardır
[Ibn Kudame el Hanbeli El-Muğni’de, Cilt No.1, Sayfa No. 802, Teravih’de rekat bölümü altında]

أخبرنا أبو طاهر الفقية، قال: أخبرنا أبو عثمان البصري، قال: حدثنا أبو أحمد: محمد بن عبد الوهاب، قال: أخبرنا خالد بن مخلد، قال: حدثنا محمد بن جعفر، قال: حدثني يزيد بن خصيفة، عن السائب بن يزيد، قال: كنا نقوم في زمان عمر بن الخطاب بعشرين ركعة والوتر.

Sa’ib ibn Yezid dedi ki:”Ömer ibn el-Hattab (RadiAllahu anhu) zamanında insanlar “20 rekat” a(Teravih) ve vitre uyarlardı.’ [Marifet-us-Sunen ve’l asar – Imam Beyheki, Cilt 004, Sayfa No. 42, Hadis No 5409]

Imam el-Beyheki (RadiAllahu anhu) ayrıca yukarıdaki naklin farklı bir intikal kanalı yoluyla başka bir versiyonunu da bildirmiştir..

وقد أخبرنا أبو عبد الله الحسين بن محمد بن الحسين بن فنجويه الدينوري بالدامغان ثنا أحمد بن محمد بن إسحاق السني أنبأ عبد الله بن محمد بن عبد العزيز البغوي ثنا علي بن الجعد أنبأ بن أبي ذئب عن يزيد بن خصيفة عن السائب بن يزيد قال كانوا يقومون على عهد عمر بن الخطاب رضي الله عنه في شهر رمضان بعشرين ركعة قال وكانوا يقرؤون بالمئين وكانوا يتوكؤن على عصيهم في عهد عثمان بن عفان رضي الله عنه من شده القيام

Sa’ib bin Yezid (RadiAllahu anhu) dedi ki: “Ömer ibn al-Khattab (radiAllahu anhu) zamanında, Ramazan ayında “20 rek’at” (Teravih) kılarlardı.Dedi ki (ayrıca): Ve Mi’in okurlardı, ve Osman ibn Affan (radiAllahu anhu) zamanında, ayakta durmanın sıkıntısından dolayı bastonlarına dayanırlardı.” [Beyhaki Sunen el-Kubra Cilt 002, Sayfa No. 698-9, Hadis No 4617]

Imam en-Nevevi dedi ki: ‘Isnadı Sahihtir’. (بإسنادصحيح) [El-Hulasa el-Ahkam, Hadis No 1961]

Categories: Teravih | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Eli onun keyfiyetssiz sıfatıdır

molla kari (yed) molla kari (yed)sayfa
Ebu Hanife (radiallahu anh) şöyle dedi:

Yed’i onun KEYFIYETSIZ sıfatıdır. Rızası ve gazabı da Onun cc keyfiyetsiz sıfatlarıdır.

[Molla Aliyull Kari,Fıkhı Ekber şerhi, s.324]

Categories: Istiva/tevil | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Mevlid(devamı)

İmam Celaleddin Suyûtî(Rahimuhullah), Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumunu kutlamak, neden vefatına üzülmekten önce geldiğini anlatıyor (aynı günde vefat edip, doğmuştur):

Peygamber Efemdimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumu bizim için bir lütuftur, vefatıda bizim için üzücüdür. Şeriat lütuf verildiğinde sevinip Allah’a şükretmemizi emrediyor, belaya da sabredip gizlememizi emrediyor. Bunun için şeriat bize bir çocuğun doğumunda akika kurbanını kesmemizi emrediyor, bu Allah’a şükretmemizin bir işaretidir. Fakat ölümde bir kurban kesme emri yoktur, hatta yas tutmak bile caiz değildir. Bundan dolayı şeriattın emri üzere, bir müslüman Rebiül Evvel ayında, Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumuna sevinmesi lazım. [Husnu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 54-55]

Şeyhülislam ve muhaddis, İbni Hacer Askalanî

Şeyhülislam ve muhaddis, İbni Hacer Askalanî’ye, Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğum gününde onu anmak hakkında ne düşündüğünü sordular, şu şekilde cevap verdi:

Peygamber Efendimizi (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğum gününde anmak, ilk üç asrın takva sahibi müslümanlarının yapmadığı bir icattır. Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) anılması, salih ve batıl özellikler taşıyabilir. Eğer Peygamberiz (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) anıldığında, salih ve şer’an uygun bir şekilde anılır, ve batıl bir şekilde anılmazsa, bu noktalara dikkat edilirse, o zaman bu icat, takdire değer bir icattır, bu noktalara dikkat edilmezse, o zaman bu takdir edilmez bir icattır. Bu konuda bir sahih hadis dikkatimi çekti: Peygamberimiz(sav) bir gün medineye gitti, ve orada yahudilerin, Muharrem ayının 10’unda oruç tuttuklarını gördü’ [Husnu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 63] [Birdahaki sayfada devam ediyor]

Ve onlara niye oruç tuttuklarini sordu, onlar da: “Allah bu günde firavunu boğdu ve Musa’yı (aleyhi’s-selam) kurtardı, Allah’a şükretmek için bu günde oruç tutuyoruz” dediler. Bu bize, belirli bir günde, Allah’ın bizlere verdiği nimet ve bizleri bir beladan kurtardığından dolayı, o günde bunu kutlamanın caiz olduğunu gösterir. Kuran okuyarak, oruç tutarak veya sadaka vererek kutlanılır. Böyle bir gün (aşûre) kutlanırda Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumu kutlanmaz mı? Buraya bakarak aşûre gününü kutlamanın caiz olduğunu görüyoruz, yukarıdaki olayı görmezden gelenler aşûreyi kutlamanın caiz olmadığını sanarlar, bazıları da bu günü yılın başka bir gününe taşıdılar. [Husnu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 64]

Başka bir hadise bakarak mevlidin caiz olduğunu gördüm (yukarıdaki, aşure hakkındaki hadisten başka). Beyhaki’de, Enes’in (radiallahu anhu) naklettiği hadiste, Peygamberimiz (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) buyurduki: “Peygamberimiz kendisine peygamberlik geldikten sonra, kendisi için bir akika kurbanı kesti”. Dedesi Abdulmuttalib, doğumundan 7 gün sonra bir akika kurbanı kestiği söyleniyor, ve akika tekrarlanmaz. Bundan dolayı Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) kurbanı kesmesinin nedeni şükürdür, ümmetinin şerefi içindir. Bizimde onun doğumunu kutlamamız önerilmiştir, O’nun doğumuna şükretemek için, kardeşlerimize yedirerek, salih amel işleyerek ve sevinerek. Bu hadis önceden bahsedilen hadisi doğruluyor (Pazartesi peygamberimizin doğum günüdür ve peygamberlik yıldönümüdür). [Husnu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 64-65]

İmam Şemseddin ed-Dimeşkî şöyle yazdı:

Ebu Leheb’in cehennem azabı her Pazartesi günü hafifletirler, çünki o Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumunu kutladı ve o günlerde kölesi olan Sevbe’yi (radiallahu anh) azad etti. Ebu Leheb’in ebedî kalacağı yer cehennem olmasına rağmen, ve Tebbet sûresi onun hakkında inmesine rağmen, onun azabı her Pazartesi günü hafifletiliyor. Buraya bakınız ve ömrü Peygamberimizi överek geçen bir müminin durumunu düşününüz. [ Mevridu’s-Sadi Fi Mevlidi’l-Hadi, İmam ed-Dimeşkî ve ayrıca İmam Suyuti’nin Hassanu’l-Maksad fi Ameli’l-Mevlid, s. 66]

Rebiülevvel’in Bereketi, Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) hürmetinedir, bu ümmet ne kadar salatü selam getirir ve sadaka verirse, okadar mükafaatlandırırlar. [ Fatawa al Azizi 1:123]

Molla Aliyyu’l-Kari (rahimehullah), Şerhu’l-Miskat’ın yazarı ve hanefi âlimi:

Allah şöyle buyurdu: Aranıza sizden olan bir resul geldi(9:128), burada Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) aramıza geldiği günü kutlamaya bir işaret var, bunun için bu günde Allah’a şükür etmek için zikretmek gerek. Mübah olan semâ ve çalgı muhabbetten dolayı Mevlid’in bir parçası olabilir, bunun hiçbir sakıncası yoktur. [Molla Ali Kari, Al Mawlid an Nabi, s. 17]

Büyük müfessir ve sufi İsmail Hakkı (rahimehullah) buyurdu ki:

Mevlid-i şerifi kutlamak, Peygamberimize (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) en büyük övgü/muhabbet gösterme sekillerinden birisidir, caiz olmayan durumlardan sakınıldığı müddetçe. İmam Suyûtî (rahimehullah) buyurdu ki: Peygamberimiz’in doğum yıldönümünde sevinmek bizim için müstehabtır. [Rûhul beyan tefsiri, Cild 9, s. 52]

Mevlana Abdulhay Luknevi (rahimehullah) buyurdu ki:

Eğer Ebu Leheb gibi bir kafir, Peygamberimizim (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumunu kutladığı için ödüllendiriliyorsa, o zaman Peygamberimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) doğumunu kutlayıp onun için sevinen bir müslümanın makamı tabiki yüksek olur, İbn Cevzi ve Şeyh Muhaddis Hak Delvi’nin bahsettiği gibi. [Abdulhay, Mecmua el fetavâ, Cild 2, s. 282]

Categories: Mevlid | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

WordPress.com'da Blog Oluşturun.