بسم الله الرحمن الرحيم
Günümüz Selefi diye geçinen Vehhabileri, Kuran-ı Kerimde geçen her ibarenin zahir manası ile amel edip noksan sıfat addetse dahi Allah Teâlâ’ya karşı cüretkar olup direk tenzih etmeden itlak ederler.
Örneğin Kuran-ı Kerimde, kelime manası şöyle olan bir ayet-i kerime vardır: “Allah’ın Eli onların elinin üstündedir” (fetih 48/10) Bu ve bunun gibi ayet-i kerimelerin zahiri manalarını alıp şöyle bir safsata yaparlar:
“Ben Allah’ın eli vardır diyorum. Çünkü Kuran-ı Kerim bunu söylüyor. Ben bugün Allahın eli vardır dersem kıyamet günü Allah bana neden öyle dedin diye mi soracak? Ben Kuran-ı Kerimde geçen bir şeyi söylemiş oluyorum.”
Bu ve bunun gibi zahiri sıhhat batını fesad olsan safsatalara şöyle cevap verilir:
Allah Teâlâ: “Benim elim var” Diye bir şey buyurmadı. Kuran-ı Kerimin neresinde “Benim elim var” diye bir şey yazıyor? ve ya Kuran-ı Kerimin hangi ayetinde “Allahın eli vardır” diye bir şey yazıyor? Aslında siz Kuran-ı Kerim’e değil kendi heva ve heveslerinize tabisiniz. Çünkü kendi uydurduğunuz sözleri Allah Teâlâ’nın sözleridir diye insanları kandırıyorsunuz. Karşılığında ne alıyorsunuz bilmiyorum ama Bakara suresi 79. ayet-i kerime aklımıza geliyor:
“Elleriyle (bir) Kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için «Bu Allah katındandır» diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Ve kazandıklarından ötürü vay haline onların!” (Bakara 2/79)
Siz, Kuran-ı Kerim’in dediğine kulak vermek yerine kendi dediklerinize Kuran-ı Kerim’i uydurmaya çalışıyorsunuz. Nitekim her Kuran-ı Kerimde gördüklerimiz bizim perdemizden göründüğü gibi olacak değil.
Hakikate saygınız kendi doğrularınız çerçevesinde olmamalı. Çünkü sizde usul olmadığı için vusul olması imkanı azdır. Birgün Tabiin âlimlerinden Said bin El-Museyyeb (radiyallahu anh) bir adamın ikindi namazı kıldıktan sonra iki rekât daha namaz kıldığını görünce adamı bu vakitte namaz kılmaması için uyardı. Adam:
-“Ey Ebu Muhammed! Namaz kıldığım için Allah Teâlâ beni cezalandıracak mı? diye sordu. O,
-“Namaz kıldığın için değil, sünnete aykırı harekete ettiğin için cezalandırır.” Dedi. (Sünen-i Daremi, Mukaddime, 39)
حَدَّثَنَا قَبِيصَةُ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى رَبَاحٍ – شَيْخٌ مِنْ آلِ عُمَرَ – قَالَ : رَأَى سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ رَجُلاً يُصَلِّى بَعْدَ الْعَصْرِ الرَّكْعَتَيْنِ يُكْثِرُ فَقَالَ لَهُ. فَقَالَ : يَا أَبَا مُحَمَّدٍ أَيُعَذِّبُنِى اللَّهُ عَلَى الصَّلاَةِ؟ قَالَ : لاَ وَلَكِنْ يُعَذِّبُكَ اللَّهُ بِخِلاَفِ السُّنَّةِ
Ama günümüzde bir vehhabiye söylesen sana direk diyeceği şey: namaz haram mı? Ben namaz kılıp ibadet ediyorum. Kafası zaten bijon lastiği ile bağlı hocaları hiç ama hiç anlamazlar.
Allah hepimize hakkı hak gösterip intisap etmek ile batılı da batıl gösterip ictinap etmek ile rızıklandırsın.