Posts Tagged With: kabirdekiler

Muhammed bin Abdülvahhab’ın naklettiği kabir ehline ait kerametler

Ümmetin âlimleri, selefi salihinden -radıyallâhu anhum- bazı zatların vefatlarından sonra vuku bulan kerametlerini aktarmışlardır. Bu olaylar, gözleriyle gören güvenilir insanlardan güvenilir başka insanların rivayet etmeleriyle bizlere ulaştırılmıştır. Merhum Şeyh Muhammed bin Abdülvahhab’ın ‘Muhammed bin Suud” üniversitesi yayınları arasında ‘tüm eserleri’ başlığı altında yayınlanan “Ahkâmu Temenni’l-Mevt” adlı eserinde naklettiği bazı kerametleri burada aktarmak istiyoruz.
Kabir ehlinin namaz kılması:

Ahmed bin Affan’ın Hammad’tan onun da Sabit’ten rivayet ettiğine göre Sabit şöyle demiştir: “Allah’ım! Eğer birisine kabirde namaz kılma imkânı verdiysen bana da o imkânı ver” diye dua etmişti. Ebû Naim’in, Cabir’den yaptığı bir nakilde anlattığına göre Cabir: “Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki; yanımda Hamid et-Tavil de vardı. Sabit el-bennani’yi kabrine koymuş, kabrin üstünü tuğlayla örmüştük. O esnada bir tuğla düşmüş ve mezarın içini görebilmiştim; o kabrinde namaz kılıyordu.”

 

Kabir ehlinin Kur’an okuması:

Ebû Naim ve İbni Cerir’in, İbrahim bin el-Mihlebi ‘den rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir: “Bana seher vakti gezinen bazı kimseler
anlattı ki: “Cebbane’de Sabit ei-Benani’nin kabrine uğradığımızda oradan gelen kuran sesleri işittik.” Tirmizi’nin ‘hasen ‘ senetle İbni Abbas -radıyallahu anh-‘t an nakletmiştir:
“Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in ashabından bazıları bir gün çadırlarını farkında olmadan bir kabrin üzerine kurmuşlardı. O gün bir sesin Mülk suresini sonuna dek okuduğunu işittiler. Gelip bu haberi Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e haber verdiklerinde 0:
“O sure, onu kabir azabından koruyan ve kurtarandır ” diye cevap vermişlerdi. Nesai ve Hakim’in Hz. Ayşe -radıyallahu anha- ‘den naklettiğine göre o şöyle demektedir: “Allah Resulü -sallallahu aleyhi ve sellemşöyle buyurmuştur

“Uyuduğumda kendimi cennette gördüm. -Nesai, “cennete girdim ” ifadesini aktarmaktadır- Kur ‘an okuyan birisinin sesini duydum
ve “bu kimdir ” diye sordum. Bana “Harise bin Numan ” diye cevap verdiler. Sonra Allah Resulü -sallallahu aleyhi ve sellem-:

“İyilik böyledir, iyilik böyledir, iyilik böyledir. ” buyurdular. Harise, annesine herkesten iyi davranıyordu.

İbni Ebi Dünya, Hasan’dan rivayet eder: “Bize şu haber ulaştı ki; “Bir insan Kur’an’ı ezberlemeye kalkar ve ezberleyemeden ölürse
hafızlar, onun hafız olmaları için kabirde memur edilir ki kıyamet günü o da hafız olanlarla haşrolunsun.”

Kabir ehlinin birbirini ziyaretleri:

İbni Ebi Şeybe, İbni Sirin’den rivayet eder. O şöyle derdi: “Kişi öldüğünde güzel kefenlenmelidir. Zira onlar kefenliyken birbirlerini
ziyaret etmektedirler” İbni Ebi Üsame “Müsned”inde bu manada ‘Merfu ‘ senetle başka bir rivayette bulunmuştur. Oradaki ifadeler şu şekildedir: “Kabirlerinde birbirlerini ziyaret için yarışırlar.”  “Sizden bir kimse kardeşini defnedeceği zaman güzelce kefensin ” şeklinde bir hadis nakleder İmam Müslim. Tirmizi, İbni Mace, Muhammed bin Yahya el-Hemedani’de “Sahih”inde Ebu Katade’den ‘merfu ‘ olarak şöyle rivayet etmişlerdir:”Sizden bir kimse kardeşini defnedeceği zaman güzelce kefenlesin Zira onlar kabir/erinde birbirlerini ziyaret ederler. ”

Bir ölü vasıtasıyla berzah alemine bir şey göndermek: 

İbni Ebi Dünya, Raşid bin Sa’d’tan ‘la be ‘se bih ‘ bir senetle rivayet etmiştir: “Bir adamın karısı vefat etmişti. Rüyasında bazı vefat
etmiş kadınları görmüş, aralarında hanımını görememişti. Onlara karısından sormuş, onlarda: “siz onun kefenini eksik yapmışsınız. Bu
yüzden bizimle gezinmeye utanıyor” diye cevap vermişlerdi. Uykudan kalkınca Nebi -sallallahu aleyhi ve selllem-‘ e giderek durumu anlatmış O -sallallahu aleyhi ve sellem-: “Güvenilir bir yol var mı bir bakın ” diye buyurmuştu. Ensar’dan ölümü yakında beklenen bir kimseye durum anlatılmış o da: “Eğer birkimse ölüye bir şey ulaştırabiliyorsa ben ulaştırırım” diye cevap vermişti.`O zat vefat edince onun kefenine hanımına iletmesi için, içinde zaferarı otu olan iki elbise koymuşlardı. Adam, rüyasında, hanımını yolladığı elbiselerle diğer kadınların arasında gezerken görmüştü. İbni Cevzi, Muhammed bin Yusuf el-Fereyabi’den rüyasında, kefeni yüzünden annesinin sıkıntı çektiğini gören kadının kıssasını nakleder. Kadının ölen annesi, kızının rüyasına girmiş ve: “bana bir kefen alın ve falan kadın buraya gelecek onunla bana gönderin” demişti. ‘ Ne yapacakları hususunda kendisine danıştıklarını aktaran Muhammed bin Yusuf el-Fereyabi şöyle anlatır: “Onlara: “Onlar kefen/eri içinde birbirlerini ziyaret ederler” hadisini hatırlatarak bir k efen almalan gerektiğini söyledim.” Kefeni verin dediği kadın, kızın annesinin söylediği zamanda vefat etmiş, akrabaları da kefeni onun yanına koymuşlardı.”


Kabiriere inen nur:

İbni Ebi Dünya, Ebu Üsame’nin arkadaşı Ebu Galib’ten şöyle bir rivayet yapar: “Şam’da ölümü yaklaşan bir genç amcasına: “öldüğümde
eğer Allah beni annerne havale ederse annem bana nasıl muamele eder?”diye sormuştu. Amcası: “vallahi o seni cennete atar” diye cevap vermiş, genç: “vallahi Allah, benim annemden daha merhametlidir” diye karşılık vermişti. Bir süre sonra çocuk vefat etmişti. Bende defnederken amcası ile onun kabrine inmiştim. Kabrinde tuğla örerken bir tuğla düşmüş. Düşen tuğladan kurtulmak için amcası geri sıçrayarak kuıtulabilmişti. “Durumun nedir” diye sorduğumda, düşen tuğla yüzünden açılan boşluktan içerisini gören amcası: “kabrinin içi nur dolmuş ve göz alabildiğine geniş” diye karşılık vermişti.

Ebu Davud ve diğerleri Hz. Ayşe’den rivayet eder: “Necaşi vefat ettiği zaman kendi aramızda “kabrinin üstünden nur hiç gitmeyecek
galiba” diye konuşurduk”

İbni Asakir tarihinde Abdurrahman bin Amare’den rivayet edilir. O şöyle anlatmaktadır: “Ahnef bin Kays’ın cenazesinde hazır bulundum.
Kabrine inenler arasındayım. Kabrini düzenlerken kabrinin göz alabildiğine geniş olduğunu gördüm. Arkadaşlarıma olanı gösterdiğİrnde
kimse benim gördüğümü görememişti.”

İbrahim el-Hanefı’den nakledilir: “Mahan el-Hanefı kapısının önünde asılarak idam edilmişti. Biz geceleri onun yanında bir nur görürdük.”

[Mefahim, Seyyid Alevi el Maliki, s.288-291]
Kabirdekilerin bu hallerine karşı çıkan şahıslar acaba Muhammed  b. Abulvehhaba ne dicekler!!

 

Categories: Ölüler işitir-Ruh ölmez | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Ölülere sağ olanların haberi gelirmi?

Onbirinci Soru: Kabirdeki bir ölünün yakınına veya uzağına başka bir ölü defnedildiğinde kabirdeki ölü onu tanır mı ve dünyadaki diğer olup biten şeyler hakkında, yeni gelen ölüye soru sorar mı?

Cevap: Evet. Bunun hakkında hadisler varid olmuştur. Bu hadislerden bazıları:
İbni Ebid Dünya’nın, Ebiz Zübeyr’den onun da Cabir’den rivayetine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ölülerinizin kefenlerini güzel seçin. Çünkü onlar kefenlerinden dolayı övünürler ve kabirlerinde birbirlerini ziyaret ederler.”

İbni Mübarek, Ebu Eyyüb’den mevkuf olarak rivayet ettiği ve Taberani’nin buna benzer Rasululah’a merfu olarak rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sağ olanların amelleri ölülere gösterilir. İyilik görürlerse sevinirler ve rahatlarlar. Eğer kötülük görürlerse Allah’ım onlara hidayet ver derler.” Bu rivayette defnedilenlerin onların yakınında veya uzağında olduğuna dair bir kayıt yoktur. Fakat sadece yakınlarında defnedilenleri duyabilmeleri de mümkündür.

İbni Ebid Dünya şöyle rivayet etti: “Osman İbni Abdullah, Said İbni Cübeyr’e şu soruyu sordu: “Ölülere sağ olanların haberi gelir mi? Said İbni Cübeyr: “Evet” dedi. Bir kişi öldüğünde yakın akrabalarının haberlerini diğer ölülere ulaştırır. Mezardaki kişi haberler hayır ise sevinir, şer ise üzülür. (Bu hadisi Tirmizi, Taberani, Enes İbni Malik’ten Rasulullah’a merfu olarak rivayet etmişlerdir).

Buhari’nin tarihinde Numan İbni Beşir’den Rasulullah’ın (s.a.v.) şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Kabirlerde bulunan kardeşlerinize eziyet etme hususunda Allah’tan korkun. Çünkü amelleriniz onlara gösterilir.” Hakim rivayet etti ve sahih dedi).

“Kabirler” kitabında İbni Ebid Dünya şöyle rivayet etmiştir. Yahya b. Abdurrahman b. Ebi Lebibe o da babasından o da dedesinden şöyle rivayet etmişlerdir: “Bişr İbni Berra b. Ma’rur öldüğünde annesi ona çok üzüldü ve Rasulullah’a (s.a.v.) annesi şöyle dedi: “Beni Seleme’den ölenler olarak ölüler birbirini tanır mı ki ben Bişr’e selam göndereyim?” Rasulullah (s.a.v.) ona: “Evet ey Bişr’in annesi! Kuşların birbirini tanıdıkları gibi onlar da birbirini tanırlar.” Bunun üzerine Beni Seleme’den bir kişi ölüm döşeğine düşse Bişr’in annesi ona gidip Bişr’e selam söyle derdi. Taberani başka bir yoldan şöyle rivayet etti: “Bişr’in annesi, Ka’b İbni Malik ölüm döşeğine düştüğü zaman ona gelip: “Bişr’e selam söyle” dedi. Bu rivayet Ebu Lebibe’nin rivayetini desteklemektedir.

Sufyan İbni Uyeyne, Amr İbni Dinar’dan o da Ubeyd İbni Umeyr’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Kabir ehli sağ olanların haberlerini beklerler. Bir kişi öldüğünde ona gelirler ve: “Filanın durumu nasıl?” diye sorralar. O da: “Salih bir kişidir” diye cevap verir. “Peki falan kişi ne yaptı?” derler. O da: “O size gelmedi mi?” der. Onlar: “Hayır bize gelmedi” derler. O da: “Biz Allah’A aidiz ve ona döneceğiz” dedikten sonra: “Demekki bu bizim yolumuzdan başka bir yola gitti” derler. Bu rivayet Ubeyd İbni Umeyr’in sözüdür. Ubeyd İbnü Umeyr; tabiin alimlerinin en büyüklerinden birisidir. Ona ulaşan senet sahihtir. Bu gibi kişiler kendi görüşlerinden birşey söylemezler. Bu rivayet mürsel hükmündedir.

Nesei’ni Ebu Hureyre’den Rasulullah’a merfu olarak rivayet ettiğibuna benzer bir rivayeti vardır. Bu rivayetin sonunda şöyle bir ibare vardır. “Onlar yeni ölen kişiye: “Filan kişi ne haldedir?” diye sorduklarında yeni kişi: “O daha size gelmedi mi?” diye sorunca onlar: “Hayır” deyince,yeni ölen kişi: “Demekki o cehenneme gitti” der. İbni Mübarek’in Ebu Eyyüb’den Rasulullah’a merfu olan buna benzer bir rivayeti vardır.

Taberani Ebu Eyyüb’den şöyle rivayet etmiştir. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Mü’min kişi ölünce salih kullar bu kişiyi müjdeleyici bir kişinin karşılandığ gibi karşılarlar ve birbirine onu rahat ettirelim derler. Sonra ona: “Filan erkek ne yaptı? Filan kız ne yaptı? Evlendi mi? diye sorarlar. Fakat ondan önce ölmüş olan bir kişi hakkında sorduklarında; “O cehenneme gitti” der.”[1]
(1) Taberani Kebir’de ve el-Evsat’ta zayıf senetle rivayet etti. (Mecma ez-Zevaid, İbni Hacer el-Heytemi).

Bir rivayetlerden anlaşılıyorki ölülerin ruhu birbirleriyle buluşurlar ve konuşurlar. Fakat bu, dünyadaki buluştukları gibi değildir. Çünkü Berzah hayatı (kabir hayatı) dünya hayatına benzemez. Dolayısıyla orada olan olaylar dünyadikelere benzemez. Alah daha iyi bilir.

[Ibn Hacer Askalani, Kabir Alemi]

Categories: Ölüye amellerin hediye ve arz edilmesi | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Peygamberimizin (sallallahu aleyhi vesellem) bizden haberdar olup işitmesi..

Peygamber efendimiz(sallallahu aleyhi vesellem)ümmetinin amellerinden haberderdir. Onların iyi bir amel işlediğini gördüğünde sevinir ve kötü amel işlediklerini gördüğünde ise onlara dua eder.
[Imam Şevkani- Neyl el-Evtar]

Yapılan ameller Peygamber efendimize(sallallahu aleyhivesellem) sunulur. Bu sebebten dolayi insanlar yaptıkları kötü amellerden dolayı utanmaları gerekir.
[Ibn Receb-Latif-ul-Mahrif, sayfa 91]

Peygamber efendimiz(sallallahu aleyhi vesellem) dedi ki: Bana selam gönderin, fakat Cuma günü daha fazla gönderin. Selam okuduğunuz anda, nerede olursanız olun, sizin sesiniz bana ulaşır. Bazı sahabeler sordular, “vefatınızdan sonradamı?” Peygamber efendimiz(sallallahu aleyhivesellem) cevaben: Allah Teala topraga cesedimi çürütmesini haram kildi.
[Ibn Kayyim- Celaul Efham sayfa 145]

Categories: Ölüler işitir-Ruh ölmez, Ölüye amellerin hediye ve arz edilmesi | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Ölülere sevap bagislanirmi?

Cevabini Ibn teymiyye’nin talebesi Ibn kayyimden verelim.Kisa ve öz!!

Kitâbu’r-Rûh:

ONALTINCI MESELE

HAYATTA OLANLARIN YAPTIKLARI AMELLER, ÖLÜLERİN RUHLARINA FAYDALI OLURMU, OLMAZ MI?

Kelamcı bir kısım BID’ATÇILARA göre dua vb. amellerden hiçbirisi ölüye ulaşmaz.

———————

Ölü adına verilen sadaka sevabının ölüye ulaşması

hakkında es-Sahî­hayn’da Hz. Âişe’den bir hadis gelmiştir. Hz. Âişe anlatıyor: “Adamın biri Rasûlullah’a geldi ve: “Ey Allah’ın Rasûlü, ölüm anneme ansızın geldi ve va-siyyet edemeden öldü. Eğer Ömrünü tamamlamış olsa sadakasını verecekti. Onun adına ben sadaka versem, ona ulaşır mı?” diye sordu. Rasûlullah da: “Evet” karşılığını verdi.

[Buharı, Müslim, Mâlik, Ebû Dâvûd, Nesâî, İbni Mâce, Beyhakî ve Ahmed rivayet etmişlerdir, bkz. Ahkâmü’l-cenâiz, s. 172.]

Kaynak: Ibn Kayyim Kitâbu’r-Rûh

Bu konuda Ibn teymiyyenin talebesi Ibn kayyimin kitabinda daha cok deliller mevcuttur

Categories: Ölüye amellerin hediye ve arz edilmesi, Kabir ve ruh | Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

Peygamberimize(sav) vefatından sonra selam vermek!

“Her kim bana selam verirse Allah ruhumu bedenime iade eder ve muhakkak onun selamı mukabele ederim.”
[Ebû Davud Ebû Hureyre’den nakletmiş, Nevevi “isnadı sahihtir” demiştir]

Abdurrezzak, bu hususta Zeyd bin Eslem’den bir rivayet nakletmektedir: “Ebû Hureyre ve bir arkadaşı bir kabre uğramışlardı. Ebû Hureyre -radıyallâhu anh- arkadaşına: “selam ver” deyince adam: “kabre mi selam vereyim?” diye sormuş, Ebû Hureyre: “eğer kabirdeki seni dünyada bir kere görmüş ise seni şu anda tanır” diye cevap vermişti.
[Abdurrezzak, “Musannef” 3/577]

Abdullah İbni Mesud -radıyallâhu anh-, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’den rivayet eder:
إن لله ملائكة سياحين في الأرض يبلغوني من أمتي السلام

“Allah’ın yeryüzünde ümmetimin bana verdiği selamları bana ulaştıran gezici melekleri vardır.
[Münziri der ki: “Nesai, İbni Hıbban da “Sahih”inde bu rivayeti aktarmıştır.” “et-Tergib ve’t-Terhib” 2/498]

Bezzaz ve Ebû’ş-Şeyh İbni Hıbban’dan rivayeten:
إن الله تبارك وتعالى وكل ملكاً أعطاه أسماء الخلائق فهو قائم على قبري إذا مت، فليس أحد يصلي عليَّ صلاة إلا
قال: يا محمد! صلى عليك فلان ابن فلان قال : فيصلي الرب تبارك وتعالى على ذلك الرجل بكل واحدة عشراً

“Allah -celle celâluhu- bir meleğe tüm mahlûkatın ismini vermiştir. Ben öldüğümde o kabrimin başında duracak, bir kişi bana salâvat getirdiği zaman: “ey Muhammed falan oğlu falan sana salâvat getirdi, Allah -celle celâluhu- da bu adama bire on karşılık ile rahmet etti” diyecektir
[Taberani “Kebir” de benzer bir rivayette bulunmuştur. “et-Tergib ve’t-Terhib” 2/500]

Ebû Hureyre -radıyallâhu anh-, Allah Resulü -sallallahu aleyhi ve sellem-’den rivayet eder:
ما من أحد يسلم عليَّ إلا رد الله عليَّ روحي حتى أردّ عليه السلام

“Bana bir Müslüman selam verdiği zaman Allah benim ruhumu bedenime iade eder ve ben o selamı alırım.
[Ahmed ve Ebu Davud rivayet etmişlerdir. “et-Tergib ve’t-Terhib” 2/499]

Categories: Ölüler işitir-Ruh ölmez, Ölüye amellerin hediye ve arz edilmesi, Kabir ve ruh | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , ,

Ölüler işitmez diyenlere sevgili imamlari Ibn teymiyyeden cevap!!

“Sen elbette ki ölülere işittiremezsin” (Neml 80) .

Bu ayette ki işitmek, kabul edip tabi olma anlamına gelmektedir. Zira Allah kafiri kendini doğruya davet edeni işitemeyen ölülere ve sesleri işiten ama manalarını anlamayan hayvanlara benzetmektedir. Ölü kimse denileni işitip manayı anlasa bile doğruya davet eden kimseye icabet etmesi ve marufa tabi olup münkerden uzaklaşarak itaat etmesi mümkün olmamaktadır. Dolayısıyla doğruyu anlatmak yanlıştan alı koymak ona fayda vermez. İşte kafir de bu şekilde sözü işitse ve manasını anlasa da doğrunun anlatılması ve yanlıştan alı konulması ona fayda vermez. Allah (c.c)’ın buyurduğu gibi:

وَلَوْ عَلِمَ اللّهُ فِيهِمْ خَيْراً لَّأسْمَعَهُم
“Şayet Allah onlarda bir hayır görseydi; onlara işittirirdi. Eğer işittirmiş olsaydı; yine de yüz çevirenler olarak arkalarını dönerlerdi. (Enfal 23).

Ölülerin görebilmesi ile alakalı Ayşe –radıyallâhu anh- ve diğer sahabelerden birçok rivayet gelmektedir. “Bu esnada ölünün ruhu bedenine iade edilir mi yoksa daima kabrinde mahsur mu kalır?” sorusuna gelirsek; hadisi şerifte nakledildiği gibi ölünün ruhu bu esnada ya da başka zamanlarda bedenine iade edilir.” Allah’ın dilediği zamanlarda da ruh bedenle bir araya geldiğinde, tıpkı bir meleğin yeryüzüne inmesi ya da yeryüzünde birden bir ışığın parlaması ya da uyuyan kimsenin birden uyanması gibi bir anlık bir olaydır. Bu mana birçok rivayette nakledilmektedir. Mücahid şöyle demektedir: “Bazen ruhlar defnedildikten itibaren yedi gün kabir içinde odalarda tutulurlar.” Malik İbni Enes şöyle demektedir: “Bana ruhların istediği her yere gidebileceği rivayeti ulaşmıştır” demektedir.

[İbni Teymiye, “Mecmûu’l-Fetâvâ” 24/362]

Categories: Ölüler işitir-Ruh ölmez, Kabir ve ruh | Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

Ruhlar istedigi her yere gidebilirler!

İbn Teymiyye; ölülerin görebilmesi ile alakalı Âişe radıyallâhu anhâ ve diğer sahâbelerden birçok rivâyet gelmektedir. Allah’ın dilediği zamanlarda da, ruh beden ile bir araya geldiğinde, tıpkı bir meleğin yeryüzüne inmesi, birden bir ışığın parlaması ya da uyuyan bir kimsenin bir anda uyanması gibi, bir anlık bir olaydır. Bu mana birçok rivâyette nakledilmektedir.(1)
Mücahid şöyle demektedir:
Bazen ruhlar defnedildikten itibaren yedi gün kabir içinde odalarda tutulurlar.
Mâlik b. Enes şöyle demektedir:
Bana ruhların istediği her yere gidebileceği rivâyeti ulaşmıştır.
Hazreti Âişe radıyallahu anhâ validemizden rivâyete göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Ruhlar toplu ordulardır. Onlardan (ezelde, Allah yolunda) birbiriyle tanışanlar itilâf eder (anlaşır, Allah uğrunda) tanışmayanlar ise ihtilaf eder (dünyada zıtlaşırlar.)” buyurdu. (2)
عن عبد الله بن عمرو بن العاص رضى الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: إن أرواح المؤمنين لتلتقيان على مسيرة يوم وليلة وما رأى واحد منهما صاحبه.
Abdullah b. Amr b. el-Âs (v. 43/663) (radıyallahu anh)’tan rivâyet edilen bir hadis-i şerifte Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Muhakkak ki Müminlerin ruhları, daha sahipleri birbirini görmeden, bir gün ve gecelik yol mesafesinde karşılaşırlar.”

[1] İbn Teymiyye, Mecmûu’l-Fetâvâ, 24-362
[2] Buhârî, Enbiya: 3, (no: 3158, 3/1213). Müslim, Birr: 49, no: 2638, 4/2031

Categories: Ölünün tasarrufu, Kabir ve ruh | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

Dirilerin Amelleri Ölülere Arzedîlir!!

İmam Celaleddin Es-Suyuti, Kabir Alemi kitabindan:

îmam Ahmed, Hakim-i Tirraizi «Nevadirül-Usûl»de, ve ibn-i Mende Enes (Radıyallahû anh) ‘dan rivayet ettiklerine göre Resûlul-lah (Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Amelleriniz, ölü, akraba ve yakınlarınıza arz edilir. Ameliniz ha­yırlı ise, müjdelenirler. Değilse, «Yâ Rabbi, bize hidâyet verdiğin gi­bi, hidayet vermeden onları öldürme» derler.

Tayalis, «Müsned»inde Câbir bin Abdullah’dan rivayet ettiği­ne göre, Resûlullah (Saîlallâhû Aleyhi ve. Sellem) şöyle buyurmuş­tur:
Amelleriniz, kabirdeki, akraba ve yakınlarınıza arz edilir. Ame­liniz hayırlı ise onunla müjdelenirler. Değilse, «Yâ Rabbi ibadet ve tâatin için onlara şuur ver» derler.

îbn-i Mübarek, ibn-i Ebi Dünya, Ebû Eyyûb (Radıyallahû anh)’-dan rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:
Amelleriniz ölülerinize arzedilir. Güzelse, sevinir ve müjdelenir­ler, kötü ise «Yâ Rabbi geri çevir» derler.

Ibn-i Ebi Şeybe «Musannef»de Hâkim-i Tirmizi ve ibn-i Ebi Dünya İbrahim bin Meysere’den rivayet ettiklerine göre, şöyle nak-letmiştir:
Ebû Eyyûb (el-Ensari) (Radıyallahû anh) İstanbul’a savaşa çık­tı. Çok kıssa anlatan bir adamın yanmdan geçti. Adam şöyle di­yordu :
«Kulun gündüzleyin erken yaptığı ameller, akşamleyin, kabir­deki tanıdıklarına arzedilir. Akşama doğru yaptığı ameller, sabah­leyin kabirdeki tanıdıklarına arzedilir.
Ebû Eyyûb:
«Ne diyorsun?» dedi.
Kıssacı î
«O, dediğim gibidir.»
. Ebû Eyyûb: «Yâ Rabbi, Ubâde bin Sâmit ve Sa’d bin Ubâde’nin yanında
ayıbımı açığa çıkartma.» dedi. \
Kıssacı:
«Allah, kişinin ayhını örtüp en iyi ameliyle onu övmeden onu yanma almaz» dedi.

Hâkim-i Tirmizi, «Nevâdir»de Abdulgafûr bin Abdulaziz’deö, babasından, dedesinden, rivayet ettiğine göre Resûlullah (Sallalla-hû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur
Ameller, pazartesi ve perşembe günleri Allah’a arz edilir. Cuma günü de peygamberlere, anne ve babalara arzedilir. Onun hasena-tiyle sevinirler. Yüzleri aklaşir, parlar. Öyle ise Allah’dan korkunuz, ölülerinize eziyet vermeyiniz

Hakim-i Tirmizi ve ibn-i Ebi Dünya, «Rüyalar» kitabında Bey-haki «Şuâb-ı îmanda» Numan bin Beşir (Radıyallahû anh) ‘dan o da Resûlullah (Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem)’den şöyle işittiğini rivayet etmişler:
«Kabirlerdeki kardeşleriniz için Allah’dan sakınınız, çünkü amel­leriniz, onlara arzedilir.»

îbn-i Ebi Dünya, Isbehâni «Tergibde; Ebû Hüreyre (Radıyal-lahû anh) ‘dan rivayet ettiklerine göre, Resûlullah (Sallallâhû Aley­hi vo Sellenı) :
«Ölülerinizi, kötü amellerinizle utandırmayın. Çünkü amelleri­niz kabirdeki dostlarınıza gösterilir.»

İbn-i Ebi Dünya, ibn-i Mende ve ibn-i Asâkir… Muhammed bin Abdullah’dan rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:
Ubbâd el-Havas, İbrahim bin Salih el-Hâşemi’nin Filistin va­lisi iken yanma gitti. İbrahim «Bana va’z et» dedi. Ubbâd dedi ki:
«Sen Resûlullah’ın akrabasısm. İşittiğime göre, dirilerin amel­leri, ölmüş akrabalarına arz edilir. Bakalım seninkinden, Resûlullah’a ne arz edilecek.»

İbn-i Ebi Dünya, Ebû Derda (Radıyallahû arihVdan rivayet et­tiğine göre şöyle diyormuş :
«Yâ Rabbi, dayım Abdullah bin Revâha ile karşılaştığımda ba­na kızmasından sana sığınıyorum.»
(Abdullah bin Revana daha önce ölmüştü.)
îbn-î el-Mübarek, İsbehâni, Ebû Derdâ (Radıyallahû anh)’dan p-ivâyet ettiklerine göre:
«Amelleriniz ölülerinize arz edilir. Onunla ya sevinirler ya bo­zulurlar… Yâ Rabbi Abdullah bin Re vahaya eziyet yerecek bir iş yapmaktan sana sığınırım» derdi.

Yine ibn-el-Mübarek, Osman bin Abdullah bin Evs’ten rivayet ettiğine göre Said bin Cübeyr şöyle demiştir:
«Kardeşim Amr bin Evs’in kızı, Osmanın hanımıydı. Abdullah
bin Evs yanma girmek için izin istedi. İzin verdi. Yanına girdi, «ko­can sana nasıl davranıyor» diye sordu.
«İyilik yapabildiği kadar iyidir» dedi.
Abdullah:
«Oğlum Osman! Hanımına iyi davran. Çünkü ona iyilil yaparsan mutlaka Amr bin Evs’e gider.» dedi. Osman dedi ki: «Ben dirilerin haberi ölülere gider mi?» diye sordum.
O:
«Evet, dostu olan herkesin akrabalarının haberi ona ulaşır. İyi haber verilse, sevinir, ferahlanır, tebrik edilir. Haber kötü ise da­rılır, üzülür. Öyle ki, onlar, yeni ölmüş adamı hayatta sanıp ne ya­pıyor diye sorarlar. «O öldü, size gelmedi mi?» denilince. Onlar:
«Hayır, demek sığınağı olan Cehenneme gitti» derler.

lbn~i Ebi Dünya, Ebû Bekir bin Ayyaş tarikiyle Esed kabilesfl.-den olan bir kabir kazıcısından rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir
Bir gece kabristanda idim. Birden kabrin birinden; «Yâ Abdullah!» diye bir ses geldi. Öbür kabirden; «Ne istiyorsun ya Câbir» dedi. Câbir dedi ki:
«Yarın anam bize gelecek. Fakat ne yazık ki bize kavuşamaya­cak. Babam ona kızmış, namazını kılmamak için yemin etmiş.
Sabahleyin bir adam geldi, onlardan ses işittiğim, «Şu iki ka­bir arasında bana bir kabir kaz» dedi. Ben «bunun ismi Câbir, di­ğerinin de Abdullahdır, dedim, akşamleyin işittiğimi ona anlattım. Meğer ki, o adam, Cabir’in babasıymış, Bana «evet hanımını öldü, fakat ben namazmı kılmamak için yemin ettim. Madem Cabir Öyle demiş, kefaretimi ödeyip namazını kılacağım» dedi.

Ebû Nuaym, ibn-i Mesud’dan rivayet ettiğine göre şöyle de­miştir :
«Babanın dost olduğuyla, sen de dost ol. Çünkü kabirde, Ölüye yapılan iyilik ve alaka ancak onun dünyada kalan dostlarına iyilik yapmak ve ilişki kesmemekle olur.»

îbn-i Hibban, îbn-i Ömer (Radıyallahû anhî’dan rivayet ettiği­ne göre Resûlullah Efendimiz (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«Babasını kabirde ziyaret etmek isteyen kimse, babasının sağ» kalan kardeş ve dostlarını ziyaret etsin.»

Ebû Davud ve îbn-i Hibban, Ebû Esved es-Saidi’den şöyle riva­yet etmişlerdir:
Resûlullah Efendimizin yanına bir adam geldi ve:
«Ebeveynimin ölümünden sötıra, onlara yapabileceğim bir iyilik kaldı mı?» diye sordu.
Resûlullah Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem) :
«Evet» dedi. Yapılacak dört şeyin kaldı. Onlara duâ etmek, on­ların sağken verdikleri sözlerini gerçekleştirmek, onların dostlarına ikramda bulunmak ve onlar tarafmdan olan akrabalarla ilgiyi kesmemektir.

Categories: Ölüye amellerin hediye ve arz edilmesi, Kabir ve ruh | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,

Ibn Teymiyye: “Ölüler işitir”!!

İbn Teymiyye :

İbn Teymiyye, sorulan bir soruya “Ölünün Kur’ân okumak zikir ve duâ seslerini işitebildiği doğrudur.” demektedir.
(İbn Teymiyye, İktizâu’s-Sırâti’l Müstekîm, s: 378-379, Dârul Marife, Beyrut, tsz. İbn Teymiyye Sıratı’l-Müstakim, kabir ziyaretleri bölümü, Tercüme Pınar Yayınları, s.499, baskı: 2004

İbn Teymiyye fetvalarında; ölüler kendilerini ziyaret edenleri bilirler mi, tanıdıklarından biri geldi mi anlar mı? gibi sorulara cevabında: “Evet bilirler ve anlarlar” diyor. Daha sonra ölülerin buluştuklarını, ve dirilerin yaptığı işlerin onlara gösterildiğini bildiren haberleri yazıyor.
(İbn Teymiyye, el-Fetâva’l-Kubrâ, Kıyâmet-Ahiret, sayfa, 207, Hakikat Yayınları Ahmed İbn Teymiyye Harraninin vesikalarından.)

İbn Teymiyye, Ölülerin kabirlerde konuştuğunu ve kendisine yapılan konuşmaları işittiklerini, söylüyor.
(İbn Teymiyye Külliyâtı, c:4, s:240, 8 ciltlik, Tevhid Yayınları. (1998) )

Categories: Ölüler işitir-Ruh ölmez, Kabir ve ruh | Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

WordPress.com'da Blog Oluşturun.