Posts Tagged With: abdulaziz

Amellerin ölüye arz edilmesi (Ibn Teymiyye)

İbni Teymiye’ye “Hayatta olanların ölüleri ziyaret ettikleri zaman bu ziyaretten haberleri olur da ziyaret edenlerin akraba olup olmadığını bilebilirler mi?” diye sorulduğunda cevaben şöyle demiştir:

“Hamd Allah’a mahsustur. Evet, rivayetler hayattakilerin amellerinin ölen kişilere arz edildiği ve onlardan haberdar  olduklarına delalet etmektedir.

İbni Mübarek’in Ebu Eyyüb el-Ensari’den yaptığı şu rivayette olduğu gibi: “Bir müminin ruhu kabz olunduğunda onu Allah’ın rahme…te nail olmuş şefkatli bir takım kulları, adeta müjde veren birinin hali gibi karşılayıp, onun halini hatırını sorarlar. Biri diğerlerine şöyle der: “Kardeşinizle ilgilenip ferahlamasına ve sıkıntılannın giderilmesine yardımcı olun, zira o şiddetli bir sıkıntıda idi” derler. Ravi şöyle devam eder: “Sonra onlar gelenleri karşılayıp hatırlarını  sorar ve: “falan adama ne oldu? falan kadına ne oldu? Evlendi  mi? . . .” gibi sorular sorarlar.” Ölü bir kimsenin, kendisine selam veren ve ziyarette bulunanlan tanıması ile alakalı İbni Abbas -radiallahu anh-‘dan naklen Allah Resulü -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Kim bir mümin kardeşinin kabrine uğrar ve ona selam verirse onu tanır ve selamını alır. ”

İbni Mübarek demiştir ki: “Bu Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem’ den sabit olmuş bir rivayettir, “Ahkam ” sahibi Abdulhak, bu hadisi ‘Sahih ‘ kabul etmiştir.”

[İbni Teymiye, “Mecmu’ul-Fetava ” 24/331]

Categories: Ölüler işitir-Ruh ölmez, Ölüye amellerin hediye ve arz edilmesi | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Kendi alimlerinin VEHHABILIGI kabul ettiklerinin delili!

Değerli kardeşlerimiz,Vehhabilerin ünlü şeyhlerinden İbni Baazin bu konudaki fikirlerini daha önce paylaşmiştik.Malumunuzdur ki,şimdiki selefilere vehhabi dediğin zaman bunu inkar ediyor ve kendilerine ehli sünnet olarak seslenmemizi istyorlar.Bakalim bu konuda kendi şeyhleri ne demektedir.

Selefilerin en muteber eserlerinden biri olan ve içerisinde onların en büyük şeyhlerinin fetvalarının toplandığı “Ed Durerus Seniyye fil Ecvibetin Necdiyyə” adlı eserin bir çok yerinde Vehhabilik itirafları mevcuddur:

1. Muhammed bin Eş Şeyh Abdil Latif bin Abdir Rahman kendisinin Vehhabi dininde olduğunu itiraf edərək diyor ki:
وصار بعض الناس : يسمِّع بنا معاشرِ الوهابية ، ولا يعرف حقيقة ما نحن عليه، وينسب الينا، ويضيف إلى ديننا ما لا ندعوا اليه

“Bazi insanlar, bizim düşüncelerin hakikatini bilmeden biz Vehhabiler cemaatını tankid ediyor, bize ve bizim dinimize davet etmediğimiz şeyleri nispet ediyorlar…”

2. İslam dininin müşriklerden ayrılmaq olduğunu ve onlar arasında olup onlara buğz edenin bile imanının olmadığını, bu mevzuda özür beyan eden bedevilərine izah eden Muhammed bin Eş Şeyh Abdül Latif bin Abdir Rahman diyor:
قلتم: هؤلاء كفار، هؤلاء مشركون، وليس معهم من الدين شيء، وأنهم يعلمون أنا نبغضهم، وأنا على طريقة الوهابية، وتظنون أن هذا هو إظهار الدين، فأبطلتم به وجوب الهجرة , فليس الأمر كما زعمتم

“Diyorsunuz: “Onlar (Ehli sünnetdən olan müslümanlar) kafirdirler, müşrikdirler, Dinle hiç bir alakalari yokdur. O kimseler benim onlara buğz etdiyimi ve Vehhabi tarikatinda olduğumu biliyorlar”.
Bu etdiyinizi dini izhar etmek zann edərek bununla hicretin vacibliyini iptal ediyorsunuz…
Halbuki, mesele sizin zann etdiyiniz gibi değil.”

3. Abdul Latif bin Eş Şeyh Abdur Rahman bin Hasan kendisinin Vehhabi dininde olduğunu itiraf ederek diyor ki:
فأبيتم هذا كله، وقلتم هذا دين الوهابية، ونعم هو ديننا بحمد الله

“(Bütün bu zikr etdiklerimizden) yüz döndererek “bu Vehhabilerin dinidir” dediniz.
Evet! Allaha hamd olsun bu (Vehhabilik) bizim dinimizdir!”
Kaynak: İbnul Kasin En Necdi: Ed Durerus Seniyye: 1/566, 8/433, 12/267
1417/1996

Kitabın başka yerlerinde de bu kelime sık-sık kullaniliyor. Gördüyümüz gibi, selefi şeyhleri kendilerinin Vehhabilik tarikati, hatta dini üzere olduklarını rahatlıkla kabul ediyorlar. Peki neden onun devamçıları israrlı şekilde bu adı inkar etmekdeler?

Vehhabi adını kabul edenlerden biride “selefi” alimlerden Muhammed Halil Harrasdır. O, kendi firkasini müdafaa için bir kitab yazmışdır. Kitabın adı ise böyledir “Vehhabilik Harekatı” (الحركة الوهابية
http://www.al-mostafa.info/data/arabic/depot2/gap.php?file=013856.pdf ilgilenenler kitabi burdan okuya bilirsiniz
Kendisinin Vehhabi olduğunu kabul edib, mezhebini müdafaa için kitab yazanlardan biride Muhammed Ahmed İsmaildir. O yazdığı kitaba “Vehhabilik Hakda Mülahazalar” (خواطر حول الوهابية) ismini vermişdir.
http://saaid.net/book/open.php?cat=83&book=4595bu linkden kitabi okuya bilirsiniz
Kendisini gürurla Vehhabi adlandıran ve bu mevzuda kitab yazanlardan biri de “selefilerin” kral yanlısı şeyhlerinden, okuyucuya artık malum olan Suleyman bin Sahmendir.
Onun kitaba verdiyi isim ise böyledir:
الهدية السنية و التحفة الوهابية النجدية لجميع إخواننا الموحدين من أهل الملة الحنفية والطريقة المحمدية

“El Hediyyetus Seniyye vet Tuhfətul Vehhabiyyetun Necdiyye li İhvaninel Muvahhidin min Ehlil Milletil Hanifiyye vet Tarikatil Muhammediyye”

Kitabin bazi konu başliklari şöyle:
إذعان علماء مكة لدعوة الوهابية سنة 1218هـ
Hicri 1218-ci yilda Mekke alimlerinin Vehhabilik davetine tabi olması
ما فعله الوهابية بمكة
Vehhabilerin Mekkede yaptiklari
مذهب الوهابية والأصول والفروع
Vehhabilik mezhebi:Üsul ve furu
المذاهب وكتب التفسير والحديث عند الوهابية
Vehhabilere göre mezhebler, tefsir ve hadis kitaplari
http://dar.bibalex.org/webpages/mainpage.jsf?BibID=410690 kitabi şu linkden okuyabilirsiniz

Categories: Vehhabi Fitnesi, Vehhabiliğin kabul edilişi | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , ,

Necidli şeytanın boynuzu!

Ebu Hureyre(ra)dan rivayet edildigine gore, Resulullah(sav) soyle buyurdu:”küfrün başı (hicaz’in) dogu tarafindadir”
[Buhari,Bedul Halk:15, No.3125,3/1202]
Ebu Hureyre(ra)dan rivayet edildigine göre, Resulullah(sav): “Peygamberimiz Hicaz’ın doğusunu işaret ederek, iste buradan fitneler gelmistir(gelecektir)”
[Ali el-Mütekki,Kenzü’l-Ummal, No:30859,11/120]

Ibni Ömer(ra) dan rivayet edildigine göre, Cenabi Peygamber(sav):”Ey Allah’im! Şam’ımızı bize hayırlı ve uğurlu kıl. Allah’ım Yemen’imizi de bize hayırlı ve uğurlu kıl” buyurdu. Orada bulunan Ashab-i Kiram:”Necd’imizi de Ya Resulullah”dediler.
Hazreti Peygamber(sav)de tekrar: “Allah’im! Şam’ımızı ve Yemen’imizi bize hayırlı ve uğurlu kıl” dedi.
ücuncu defasinda da:”felaket ve müsibetler, fesat ve dinsizlik orada(Necid’de)dir. Ve orada Karnus-Seytan(seytanin boynuzu) dogacaktir
[Buhari, Istiska:26,No:990,1/351]

“son zamanlarda bütün araplara dokunacak ve her arap evine girecek büyük bir fitne olacaktir, bunlarin ölüleri cehennemdedir. Dil(le onlari yenmek) kılıç yarasindan daha tesirlidir”
[Ebu Davud, Fitne:3,No:4264,2/504]

“Necid’de bir seytan zuhur edecek, onun fitne ve fesadından bütün arap yarimadasi sarsılacaktır”
[Zeyni Dehlan, ed-Dürerü’s-Seniyye,Sh:54]

“son zamanlarda bir kavim türeyecek, sizing babalarınızın duymadıkları şeylerle sıze hitap edecekler, onlarin sizinle ilgilenmelerinden ve sizi sapıtmalarından sakının”
[Ahmed Ibni Hanbel, Müsned, No:8276,3/206]

Categories: Vehhabi Fitnesi, Vehhabilik(tarih-hadis-alimler) | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , ,

Son zamanlarda türiyen bir kavim(vehhabiler)!


Mişkatül Mesâbih’de rivayet edilen bir Hadis-i Şerifde, Ebu Hureyre (radiallahu Anh) dan rivayet edildigine göre, Resulullah(sallallahu aleyhi vesellem):
“Son zamanlarda bir kavim türüyecek, sizin ve babalarinizin duymadiklari seylerle size hitap edecekler, onlarin sizinle ILGILENMELERINDEN VE SIZI SAPTIRMALARINDAN SAKININ”!! buyurmuystur.
(Ahmed Ibni Hanbel, Müsned, no:82774,3/206)

es-Seyyid Alevi diyorki: Bu ummetin buyuk alimi Abdullah bin Abbas’in mezarini ziyaret etmek icin Taif’e gittigimde orada allame Muhammed Sünbül eş-Şafii’nin oglu buyuk alim Tahir Sünbül ile bulusmustum.
Bana bu sapik kisiler hakkinda “el-intisar Lil-Evliyai’l-Ebrari”adinda bir eser yazdigini haber verdi.
“Ümid ederim ki, bu Necid’linin sapik fikirleri kalbine yerlesmemis kimselere faydasi olur. Yoksa bu fikirler kimin kalbine yerlesmisse, onun kurtulusu umid edilemez”dedi.

Cunki Buhari’nin rivayet ettigi Hadise gore Peygamberimiz(sallallahu aleyhi vesellem): “onlar dinden cikacaklar ve birdaha dine donmiyecekler” buyurmustur

[es-Seyyid Ahmed bin Zeyni Dehlan-degerli inciler, s.158-159]

Categories: Vehhabi Fitnesi, Vehhabilik(tarih-hadis-alimler) | Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

Zorla “hidayete” davet eden vehhabiler

Vehhabiligin kökunu anlatmaya devam!! Fitnelerini nasil yaydiklarini bakin!

“cehaletten Islam’a” gecen ve hicrelerini teskil eden ihvan mensuplari icin yapilmasi gereken ilk onemli is, komsu veya akraba asiretlerin kendileri gibi “dogru yolu” bulmalarini temin etmekti. Bu, genel bir davetle yapilir, davet reddedilirse iki ayri davet daha onu izler, bunlar da basarisiz olursa son care olarak ASIRETE CIHAT ILAN EDILEREK ZORLAAAAAAAAAAA “HIDAYETI BULMALARI” SAGLANIRID!!!!!

[ Ihvan’in eski mensuplarindan Muhammed b. Ceb’a ed- Devis ile yapilan röportajdan, bkz. Habib a.g.e.,s36. Ihvan’in asiret resilerine yazdigi davet mektuplarindan ornekler icin bkz. a.g.e.,s.40-1]

Categories: Vehhabi Fitnesi, Vehhabilik(tarih-hadis-alimler) | Etiketler: , , , , , , , , , ,

Israil dostu vehhabiler!


Sevgili okuyucularimiz,gerçekte vehhabiliyin İslamin kalbine saplanmiş bir hançer olduğunu,kimlerin eliyle hangi maksatlar için kullanildiğini tüm delilleriyle paylaşmağa devam ediyoruz.Resimde gördüğünüz sayfa Vehhabi El-Albanin fetvalarinin toplandiği “Fetavai El-Albani” kitabinin 18-ci sayfasidir.Sayfada aynen şöyle söylüyor:”Darul Harp olduğu için Filistinliler Filistini terk etmelidir.Filistinlilerin Filistinde kalmasi küfrdür”.7/7/93-tarihli “El-Liva” isimli gazeteye verdiği röpörtajda Filistinliler nereye gitmeli diye sorulduğunda Sudana gitsinler Sudan onlari kabul eder diye cevap vermişti..
Filistinin özgürlük mücadelesine kendi çirkinliklerini bulaştirarak onlara manevi darbe vurmağa çalişan vehhabi zihniyyetinin gerçekte kimlere hizmet etdiyini kendi dilleri ile beyan etmekdedirler. Haritaya baktiğinizda İsrailin arkasinda Amerikayi değil Suudi Arabasitani görürsünüz

Categories: Vehhabi Fitnesi, Vehhabilik(tarih-hadis-alimler) | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Ibn Üseymin’e göre Ibn Baaz Eşekten daha cahildir!


Değerli kardeşlerimiz,Vehhabi akidesinin iç yüzünü belgeleriyle birlikte deşifre etmeye devam ediyoruz
Resimde(soldaki iki) gördüğünüz vehhabilerin büyük şeyhi bin Baazın resmi sitesinden “Mecmu el-Fetava” kitabının resmidir. gördüğnüz sayfada şu soru-cevap yer alıyor:
مسألة في الصفات
في حديث السبعة الذين يظلهم الله في ظله يوم لا ظل إلا ظله، فهل يوصف الله تعالى بأن له ظلاً؟
الجواب نعم كما جاء في الحديث، وفي بعض الروايات: ((في ظل عرشه)) لكن الصحيحين ((في ظله))، فهو له ظل يليق به سبحانه لا نعلم كيفيته مثل سائر الصفات، الباب واحد عند أهل السنة والجماعة. والله ولي التوفيق
.المصدر / مجموع فتاوى ومقالات متنوعة المجلد الثامن والعشرون
Soru: hadiste “7 gurup insan Kıyamet günü hiç bir gölgenin olmadığı halde Allah Tealanın gölgesi altında olacaklardır” deniyor. şu halde bu Allahın gölgesi olduğumu demektir?
cevap: Evet, hadiste böyle aktarılmıştır. bazı rivayetlerde “Allahın arşının gölgesi” lafzı vardır fakat doğru olanı “Allahın gölgesinde” lafzıdır. sonuç olarak Onun kendisne layık olan gölgesi vardır, biz Allahın diğer sıfatlarının keyfiyyetini bilmediğimiz gibi bu sıfatının da keyfiyyetini bilmiyoruz. bunların hepsi Ehli sünnette bir gurupta yer alıyor.
bin Baaz, “Mecmu el-Fetava”, 28-ci cild, 402. sayfa

(sagdaki iki) Gördüğünüz resim ise,Vehhabi İbni Üseyminin Ritazüs-Salihine yazdiği şerh kitabinin 3-cü cildinin 347-ci sayfasidir.Bu Sayfada Üseymin ayni hadisi naklettikten sonra diyor ki:”Kim Allahin kendisine layik olan gölgesi var derse o eşekten daha cahildir.Burada Allahin gölgesi olduğu nasil düşünülebilir ki?.Tekrar ediyorum kim burada Allahin kendisine layik olan gölgesi var derse eşekten daha ahmaktir”.Işte Vehhabi şeyhlerinin arasinda olan müthiş çelişki.İbni Üseymin bu sözü söyleyenleri eşekten daha cahil adlandirdiği halde bu sözü İbni Baazin kendisi söylemişdir….

Categories: Vehhabi Fitnesi, Vehhabilik(tarih-hadis-alimler) | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Resulullah’in(sav) kabrini ziyaret icin sefer!(1)

İmâm-ı Sübkî:

Resûlullahı (sallallahü aleyhi ve sellem) ziyâret için sefere çıkmaya dâir haberler:

Eshâb-ı Kirâmdan Bilâl-i Habeşî (radıyallahü anh), Resûlullahın kabr-i şerîfini ziyâret için, Şam’dan Medîne-i münevvereye sefer, yolculuk yaptı. Bu mevzûda, Bilâli Habeşî’nin bu seferi açık ve kesin delîldir. Hadîs âlimlerinden Ebû Muhammed Abdülganî Makdisî, Bilâli Habeşî’nin hayâtını anlatan “El-Kemâl” isimli eserinde şöyle anlatır: Rivâyet edildiğine göre, Bilâl-i Habeşî, Resûlüllahın (sallallahü aleyhi ve sellem), âhırete teşrîflerinden sonra sâdece bir kere müezzinlik yaptı. Bu da, Şam’dan Medîne-i münevvereye Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) kabr-i şerîfini ziyâret için geldiği zaman idi. Bu sırada Eshâb-ı Kirâm, ondan ezan okumasını istediler. O da, onların bu isteğini kabûl edip, ezan okumaya başladı. Fakat ezanı tamamlayamadı. Bu husûsta başka rivâyetler de vardır.

[İmâm-ı Sübkî-Şifâüs-sikâm fî ziyâreti hayr-il-enâm]

Categories: Kabir ve ruh, Kabir ziyareti | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Vehhabilerin tacizi!

Yapilanlara bakin,,fazla söze gerek yok!!(vehhabiler)

Eger cami cemaatinden gelmeyen olursa cemaati temsilen bir grup, adamin evine gider ve gelmeme sebebi ogrenilirdi. Gelmeme mazereti cogunlukta hastalik oldugundan, bu ziyaret yerine gecerdi. Fakat hastalik gibi gecerli bir mazaret yoksa, mesela o kisi uyuya kalmissa, ziyaretciler adama bir dizi nasihatte bulunurlar ve geri donerlerdi. Bu durumikinici defa tekrarlandiginda, sahis caminin yetkilelerince cagrilir, daha ciddi bir uyari yapilir, gerektiginde azarlanir ve evine gonderilirdi. Ucuncu veya dorduncu defa da ise bunun bir aliskanlik haline geldigi dusunulur ve adam cezaya carptirilirdi[1] Harrison, bu cezanin yirmi sopa oldugunu ve halkin onunde infaz edildigini bildirmektedir[2] Bu uygulamanin NECD disindaki Ihvan’in ele gecirdigi yerlerde de degisik sekillerde devam ettirildigi anlasilmaktadir.

Mesela 1924 sonrasinda Mekke’de ezan okundugu zaman, carsida dolasan gorevliler camiye gitme niyeti olmayan insanlari sopalayarak camiye dogru sevkediyolardi. Rutter, Ihvan isgalinden sonra Mekkelilerin cemaatle namaz icin Harem-i Serif yerine kendi mahellelerindeki mescitleri tercih ettiklerini, cunki genellikle Harem’de namaz kilan Vehhabilerin, namaz kilis sekillerinin farkliligindan dolayi Mekkelileri taciz ettiklerini kaydetmektedir!![3]

———————

[1]el-Medeni’nin Firkatu’l-Ihvan’indan alinti olarak bkz Gouldrup,”The Ikhwan Movement”,s.164; er-Reyhani, Ibn Sa’oud, s.204. Reyhani, Riyadín Mahalletü’s-Seyh isimli, Ibn Abdülvehhab ailesinin oturdugu mahallesinde cemaate devamin diger yerlere nazaran daha sıkı ve kuralli bicimde takip edildigini, bu nedenle Ibn Suud’un , Riyad’a gelmis olan misafirlerine pansiyon saglarken misafirleri rahatsiz edilmesin diye bu mahalledeki evleri tercih etmedigini nakletmektedir, bkz a.g.e.,s203-4
[2]Harrison, “al-Riadh”, s.418; a.mlf., The Arab at Home, s.234. Almana, 1926’da Riyad’da iken, Ihvan yetkililerin cemaate devamsizlik nedeniyle bir kadiyi halkin önunde dovduklerine sahit oldugunu soylemektedir, bkz Arabia Unified, s.89-90.
[3]Rutter, The Holy Cities, s.200

Categories: Vehhabi Fitnesi, Vehhabilik(tarih-hadis-alimler) | Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

Abdulaziz b. Baz: “biz vehhabiyiz!”


Bilindiği günümüzdeki selefiler kendilerine “vehhabi” denilmesine itiraz ederler, bunun iftira olduğunu, kendilerinin ehli sünnet olduklarını, “vehhabi” olmadıklarını idda ederler. işte bu taifenin son devir şeyhlerinden Abdulaziz b. Baz tokat gibi cevap veriyor, “biz vehhabiyiz” diyor.
resimde gördüğünüz Abdulaziz b. Bazın “Fetva en-Nur” adlı kitabıdır. gördüğünüz kitabın 18-ci sayfasıdır. Abdulaziz b. Baz kendisine sorulan bir soruya uzun uzadıya cevap vermektedir. soru 16-cı sayfadadır ve şöyledir:

يقول السائل: فضيلة الشيخ، يسمي بعض الناس عندنا العلماء في المملكة العربية السعودية بالوهابية فهل ترضون بهذه التسمية؟ وما هو الرد على من يسميكم بهذا الاسم؟
soru: değerli şeyh, bazı insanlar Suud alimlerini “vehhabi” adlandırıyorlar siz bu ismi kabul ediyormusunuz?

Abdulaziz b. Baz bu soruya uzun uzadıya cevap vermekte, şirk-Tevhid konusunu ele almaktadır. işaretlediğim yerde ise esas konuya geçerek şöyle demektedir:

يدعون إلى توحيد الله من علماء التوحيد من علماء نجد وغيرهم يلقبون بالوهابية، فهو لقب معروف شريف وليس بمستنكر
cevap: Necd ulemasının lakabı vehhabidir ve bu maruf ve şeriftir ve biz bunu inkar etmiyoruz.

Abdulaziz b. Baz, “Fetava en-Nur”, 1/16-18

Abdulaziz b. Bazın burada “Necd uleması” dediği gurup bizzat kendileridir, yani Muhammed b. Abdulvehhabın yolundan giden, ümmetin şirk içinde olduğunu söyleyen sapıklar. işte bu sapıklara tüm ümmet “vehhabi” adını vermiştir, Muhammed b. Abdulvehhabın kendi kardeşi ve hanbeli alimi Şeyh Süleyman kendisine reddiye yazmış ve reddiyenin adını da şöyle koymuştur: “es-Sevaik el-İlahiyye fi reddi alal vehabiyye”

Categories: Vehhabi Fitnesi, Vehhabiliğin kabul edilişi | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,

WordPress.com'da Blog Oluşturun.