Posts Tagged With: sehitler

Ölünün kerameti!!


Ölünün kerameti hakkında İbn teymiyye(resimdeki kitab ibn teymiyyenin sıratı müstakim kitabınn yedinci bölümünden alıntıdır)..İbn teymiyyenin bu söylediğini talebesi İbn Kayyimle ve Alusinin tefsirinden destekliyelim inşallah

İbnu’l-Kayyimer-Rûh isimli kitâbında[1] şöyle diyor:
Bedenin esîrliğinden, bağlarından ve engellerinden kurtulan rûhun, zelîl bedenin bağlarında ve engellerinde hapsolunan rûhta olmayan, tasarruf güç, nüfuz, himmet, hızla Mevlâ’ya yükselmesi ve Allah’la alâkası vardır. Bedeninde mahbûs iken (rü’yâdayken) bu olursa, ya ondan sıyrılıp ayrılınca, güçleri kendinde bir araya toplanınca ve de (bedene girmeden evvel rûhlar âlemindeki) ilk vaziyetinde de yüce, pak, büyük ve yüksek himmet sâhibi olunca nasıl olur? İşte bu rûhların bedenden ayrılınca başka bir hâli başka bir işi vardır.
Rûhların, bedenlerindeyken ben-zerlerine güç yetiremeyecekleri şeyleri ölümlerinden sonra yaptıklarına dâir insanoğlunun çeşitli sınıflarında görülen rü’yâlar tevatür ede gelmiştir. Bir, iki, az bir sayı ve benzeri ile çok sayıda askerleri bozguna uğratmak gibi… Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem, Ebûbekir ve Ömer radı-yellahu anhumâ, nice kez rü’yâda görülmüştür ki, rûhları küfr ve zulüm ordularını hezîmete uğratmışlardır. Bir de bakılmıştır ki, küfür orduları -sayılarının çokluğuna ve mü’minlerin zayıflığına ve azlığına rağmen- mağlup olmuşlar ve kırılmışlardır.
[İbnü’l-Kayyim, Er-Rûh: 237]

——

Müfessir Âlûsî, Rûhu’l-Meânî’sinde,[2] işleri düzenleyip yönetenler hakkı için âyetinin tefsirinde, O’na göre bazı yanlış anlamalara cevap verdikten sonra şöyle diyor:
“Evet, Allah celle celâlühû bazen dostlarından dilediklerine, ölmeden evvel olduğu gibi, öldükten sonra da dilediği kerâmeti verir ve Hakk Sübhanehû ve Teâlâ, hastayı iyileştirir, boğulmakta olanı kurtarır, düşmana karşı yardım eder, yağmur yağdırır ve bunu kerâmet olarak verebilir.
Bazen de, o kişiye benzeyen bir sûret ortaya çıkarır ve o sûret, o kişinin hürmetine, günah olmayan şeylerden (Allah Celle Celâlühû) istenileni, isteyenin istediğini yerine getirmek için yapar…”

[Âlûsî, Rûhu’l-Meânî:30: 25]

Categories: Ölünün tasarrufu, Kabir ve ruh | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Kimler şehittir?!

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
— “Siz kimleri şehit sayıyorsunuz?” diye sordu. Sahâbîler:
— Yâ Resûlallah! Kim Allah yolunda öldürülürse o şehittir, dediler. Peygamber Efendimiz:
— “Öyleyse ümmetimin şehitleri oldukça azdır” buyurdu. Ashâb:
— O halde kimler şehittir, yâ Resûlallah! dediler.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
— “Allah yolunda öldürülen şehittir; Allah yolunda ölen şehittir; bulaşıcı hastalıktan ölen şehittir; ishalden ölen şehittir; boğularak ölen şehittir” buyurdu.
[Müslim, İmâre: 165. Ayrıca bkz: İbn Mâce, Cihâd: 17.]

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivâyete göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Şehîtler beş türlüdür; Allah’ın istediği gibi Müslümanca yaşamakta iken, taun hastalığına yakalanmış, karın bölgesinden öldürücü hastalığa yakalanmış, suda boğulmuş ve enkaz altında kalmak suretiyle Müslüman olarak ölmüş kimselerle; Allah’ın dinini yeryüzüne hâkim kılma yolunda ölen ve öldürülen kimseler şehit sayılırlar.”
[Buhârî, Cihad: 30; Müslim, İmâre: 51.]

Sehl b. Hanif radıyallahu anh’den Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in söyle dediği rivayet edilir:
“Allah-u Teâlâ’dan samimiyetle şehadeti talep eden kimse, yatağında ölse de, Allah onu şehitlerin makamına ulaştıracak.”
[Müslim, Cihâd: 156, 157, (1908, 1909); Ebu Dâvud, Salât: 361, (1520); Tirmizî, Fezâilü’l-Cihâd: 19, (1653); Nesâî, Cihâd: 36, (6, 36); İbn Mâce, Cihâd: 15, (2797).]

Categories: Ölüler işitir-Ruh ölmez, Kabir ve ruh | Etiketler: , , , , , , , ,

Şefaat hakkında bir kac hadis-i şerif!

Sefaat yetkisi olanlar hadisde sirasiyla “peygamberler, melekler ve müminlerdir(alim ve sehitler) “(Buhari, Sahihu’l-Buhari Kitabu’t-Tevhid, Bab, 24; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.3, s.94.)

Bir başka hadis rivayetine göre şefaat edecek olan üç sınıf şu şekilde saptanmıştır:
“Nebiler, âlimler ve şehitler.”( İbn Mâce, Sünen, Kitabü’z-Zühd, c.2, s.1443, H. No.4313.)

Yine bir diğer rivayette şefaat etmeye yetkilikimseler: “Melekler, nebiler ve şehitlerdir.
( Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.5, s.43.)

Her peygamberin kendi ümmetine şefaat edeceğini gösteren bir hadise göre: İbn-i Ömer’den şu şekilde rivayet edilmiştir:
“İnsanlar kıyamet gününde gruplar hâlinde olacaklardır. Her ümmet kendi peyggamberini izleyerek:
— Ey falan, bize şefaat et, diyecektir
(Buhari, Tecrid ter. Ve Şerhi, DİB yay., 8. bas., c.11, s.128, H.N.1712)

Yine bir başka rivayete göre kalbinde zerre miktarı imanı olan kimseler Resuller
tarafından şefaat edilerek ateşten kurtarılacaklardır
(bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.3, s.325-326)

Ümmetimden öyleleri vardır ki bir cemaate, kimi bir kabilleye,kimi bir boya, kimi de bir kişiye şefaat ederek cennete sokacaklardır
(Tirmizi, age. Kıyame, c.4, s.627, H.N.2440; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.3, s.20)

Ümmetimden bir kişi Rebia ve Mudar oğullarından daha fazlasına şefaat edecektir
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.4, s.212; c.5, s.257-267.)

Ebu Umame’nin Peygamberden aktardığına göre o şöyle söylemiştir:
Kur’an okuyunuz, çünkü o, kıyamet gününde (ashabına) okuyucularına şefaatçi
olarak gelecektir. İki nur (iki kılavuz) olan Bakara ve Al-i İmran surelerini okuyun. Çünkkü bu ikisi kıyamet gününde iki bulut ve iki gölgelik olarak gelip okuyucularına şefaat edecektir
(Müslim, age. Kitabu Salati’l-Musâfirîn 42, c.1, s.553, H.N.252(804); Ayrıca bkz.Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.5, s.249-251; Said b. Mansur, Sünen, H.N.12, Mülteka ehli’l-Hadis.)

Kıyamet gününde benim şefaatime nail olacak kimse, şirk ve küfür şaibesine karışmayan ve kelimeyi tevhidi söyleyen mümindir
(Buhari, Sahih-i Buhari Tecrid Terceme ve Şerhi, c.1, s.97-98; c.12, s.214-215; Ahmed b. Hanbel, Müsnned,c.2, s.307,373,454,499,518)

Ubey b. Ka’b’ın aktardığı bir rivayette Peygamber’in “Kıyamet günü geldiğinde
nebilerin imamı ve hatibi ben olacağım. Onların içinde şefaat etme yetkisinin sahibi de benim.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.5, s.137-138; İ. Canan, K. Sitte Muhtasarı, c.12, s.380.)

Abdurrahman ibn-i Yezid ibn-i Cabir (r.a) dan rivayet edilen:
Ümmetim icerisinde, kendisine “Sıla” denen bir zat bulunacaktir ki, onun sefaatiyle şu kadar insan cennete girecektir… (ebu nuaym 2/241… ali el muttaki no:34589, 12/185)

İbn-i Ömer’den şu şekilde rivayet edilmiştir:
“İnsanlar kıyamet günü gruplar hâlinde olacaklardır. Her ümmet kendi peygambberini
izleyerek:
— Ey falan, bize şefaat et, diyeceklerdir. Sonunda şefaat etme işi Peygamber
(Hz. Muhammed)e kalacak. İşte makam-ı mahmud budur
(Buhari, Sahih, Tefsir, Ben-i İsrail, 11, Zekât, 52; İ. Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ yay.,
c.4, s.55; Ayrıca bkz. S. Buhari, Tecrid Ter. Ve Şerhi, DİB yay. 8. bs. c.11, s.127 vd.; Bu konuda ayrıca bkz.
Kadı Iyad, Ebu’l-Fadl Iyaz b. Musa b. Iyaz, Eş-Şifa Bi’ta’rîfi Hukui’l-Mustafa, İstanbul, Ruşen Efendi Mat.,
c.1, s.176-186; İbn Kesir, age. c.2, s.392-394; İbn Kesir, age. c.2, s.392-394, Tah. M. Ali es-Sâbunî, Beyrut,
1400 h.; Ebu’l Fida İsmail b. Kesir.)

Categories: Tevessül-Teberruk-Istiğase-Himmet, Şefaat | Etiketler: , , , , , , , , , ,

WordPress.com'da Blog Oluşturun.