Posts Tagged With: muhaddisler

Albani ve senedleri bulamaması!(1)

“Muhaddis” Albani’nin ilmi yoksunluğu(bu konuda insallah daha baska paylasimlarda yapacaz)

Şeyh Sekkaaf dedi: “İlginç ve şaşırtıcı olan şu ki, Şeyh Albani kendi ilminin yokluğuna rağmen bir başa ve ya dolayı yolla bir çok büyük hadis alimlerinden yanlış nakil yapmış ve ya tamamen hesaba katmamışdır.O kendini değişmez(mağlup edilemez) menba gibi gosteriyor ve hatta “lam aqifala sanadih” yani “ben ravi zincirini bulamadım” ve başka bu gibi sözler kullanarak büyük alimleri taklid ediyor. Hatta o, en iyi hadis hafızlarını bile dikkatsizlikle suçluyor,halbuki kendisi bu hal ile bilinir.
Şimdi dediklerimizi ispat için bir kaç örnek:

-(Sayfa. 20 no. 1)
Al-Albani “İrva el-Ğalil,6/251,no.1847″( Aliden nakliile ilgili): “ben hadisin senedini bulamadim”

Şeyh Sekkaf diyor: “Gülünc! Eğer el-Albani İslam alimi olsaydi,bilirdiki bu hadis “Sunen el-Behyaki,7/121″de buluna bilir:”Abu Seyyid ibn Ebi Amarahtan rivayet olunuyor,dediki Ebu Abbas Muhammed ibn Yakub bize dedi ki,Abdal Hamid dedi ki,Ebu Usame Sufyandan,Salma ibn Kahilden,Muaviye inb Soayddan duydum ki, şoyle dedi: “ben bunu babamin Aliden olan kitabinda buldum(r.a)”

-(Sayfa. 21 no. 2 )
Al-Albani ‘Irva al-Ğalil, 3/283’de diyor: Ibn Ömerin hadisi: Öpmek caizdir,’ senedini bulamadim”

Şeyh Sekkaf diyor:”bu tamamen yalniş fikirdir.Bu tabii ki, de Şeyh ibn Teymiyye el-Misriyah’ın Fetvasinda(3/295) bildiriliyor:” Harb dedi Ubeydullah bin Muaz bize dedi ki,babam bana Soayddan o da Cubeladan nakletdi ki,o Ibni Omer(Allah ondan razi olsun) soyle dedigini duydu:”öpmek caizdir . Bütün bu raviler Teymiyyeye gore guvenilirdir.

-(sayfa. 21 no. 3 )
Ibn Mesudun hadisi (r/a): “Kuran yer yüzüne 7 lehçede indirilmişdir. Her ayetin açık ve üstü kapalı manası vardır ve her bir yasak açıkca bildirilmişdir. ”

Albani “Mishkat ul-Masabih, 1/80 no. 238″in köntrolünde belirtiyor ki,Mishkatın yazarı bir çok hadisi sonuçlandırarken “şerhu us-sünneden rivayet olunur” sözlerini kullanıyor, lakin o İlim ve Fedail Kuran bölümlerini incelerken bunu bulamadığını söylüyor!

Şeyh Sekkaf dedi: “büyük alim konuşmuşdur!! Herzamanki gibi yanılmıştır. Ben bu dolandırıcıya şunu söylemek istiyorum. Eğer gerçekden bu hadisi bulmak istiyorsa aşağıdaki başliğa baksın: ‘Al-Khusama fi al-Kur’an’ Şerh-us-sünne’de (1/262),ve Ibn Hibbandan Sahih”inde (no. 74), Abu Ya’ala Musnad’inde (no.5403), Tahavi Şerh el-Muşkil el-Athar’de (4/172), Bezzar (3/90 Keşf al-Esrar) ve Heytemi Majmua’l-Zevaid”de bunu bildirmişler (7/152) ve Bezzar, Abu Ya’ala ve Tabarani al-Evsat”de ravilerin güvenilir olduğunu bildirmişler.”

[Şeyh Sekkaf-Tanâkuzâtü’l-Albânî el-Vâdihati fî ma Vaka’a fî Tashîhi’l-Ahadîsi ve Tad’îfiha min Ahta’in ve Galtatin]

Categories: "Muhaddis" Albani | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Tevessülü kabul edenler ve yapan alimlerden sadece “bir kaçı”:

1/ الحافظ ابراهيم الحربي ,, في تاريخ بغداد (1/122 )

1/El-Hâfiz ibrâhim El-Harbi, Târîh bagdâd kitabinda, cilt. 1 122 sayfa

2/ الحافظ أبو الربيع بن سالم ,, سير أعلام النبلاء (21/251-253 )
2/ El-Hâfiz Ebû er-Rabî` bin Sâlim, Siyer a`lem en-nübelâ’ (imâm zehebinin kitâbidir), cilt.21 sayfa 251-253

3/ الحافظ أبو الشيخ الأصبهاني ,, سير أعلام النبلاء (16/400 )
3/El-Hâfiz Ebû es-Seyh El-Isbahânî, Siyer a`lem en-nübelâ’ (imâm Zehebinin kitâbidir), cilt. 16 sayfa 400

4/ الحافظ أبو زرعة الرازي كان يقول لعلي الرضا ( حدثنا بحق آبائك )
4/ El-Hâfiz Ebû Zur`a er-Râzî, kendisi Alî rizâya söyle buyuruyor : « Babanin silsilenin hakki için bizlere hadis getir» (çünki Ali Rizâ’nin ecdadlari Peygamberimizin (sav) soyundan’dir. Burada « Bi hakki Ebâ’ika » kelimesini kullanarak tevessül etmistir)

5/ المحدث أبو علي الخلال ,, تاريخ بغداد (1/120 )
5/ El-Muhaddis Ebû Alî El-Hallâl, Târih bagdad kitabinda , cilt 1 sayfa 120

6/ الحافظ أبو زرعة العراقي ,, المنتظم لابن الجوزي (9/74-75 )
6/ El-Hâfiz Ebû Zur`a el-Irâkî, El Muntazam li ibni’l Jevzî, Cilt 9, sayfa 74-75

7/ الحافظ ابن أبي الدنيا ,, قرى الضيف (5/225)
7/ El-Hâfiz bin Ebî Ed-Dunyâ, Kurâ ed-Deyf kitabinda, cilt. 5, sayfa 225

8/ الحافظ ابن الجزري ,, في كتابه ( عدة الحصن الحصين )
8/ El-Hâfiz bin el-Jezerî, ‘akidatu’l hisn el-hasîn

9/ الحافظ ابن الجوزي ,,, زاد المسير ( 4/253)
9/ El-Hâfiz bin El-Cevzî, Zâd el-mesîr kitabinda , cilt 4, s.253

10/ الحافظ ابن حبان ,, الثقات (8/457)
10/ El-Hâfiz ibn hibbân, es-sikât, c.8, s.457

11/ الحافظ ابن حجر العسقلاني ,, انظر فتح الباري تجد ما سيرك ,,
11/ El-Hâfiz ibn Hacar el-‘askalânî, Fethu’l-Bârî kitabinda

12/ الحافظ ابن طولون ,, ذخائر القصر (مخطوط )
12/ El-Hâfiz ibn Tûlûn , zehâ’iru’l-kasr

13/ الحافظ ابن عساكر ,, في أربعينياته ,,وتاريخ دمشق (6/43)
13/ El hâfiz ibn ‘Asâkir, Arba’în ve târîh dimask kitabinda

14/ الحافظ ابن كثير بقوله (بمحمد وآله ) البداية والنهاية (13/192)
14/ El-Hâfiz ibn Kesîr söyle diyor : « bi Muhammedin ve âlihi » yani Muhammed (sav) ve ailesinin hakki için ; el-bidâyatu ven-nihâya kitabinda c.13, s.192

15/ الحافظ الامام أحمد ,, في منسكه للمروزي ( نقله ابن تيمية )
15/El-Hafiz el imâm Ahmed, Menesik li’l-mervezî

16/ الحافظ البيهقي روى عنه ابن الجوزي في المنتظم (11/211)
16/El-Hâfiz El-Beyhakî, ibn cevzî ondan rivâyet eddiyor. El muntazam kitabinda, c.11 s.211

17/ الحافظ الحاكم ,, هو من روى تعظيم ابن خزيمة لقبر علي الرضا وتوسل شيوخه بقبر يحيى بن يحيى ..
17/El-hafiz El-Hâkim kendi kitabinda sunu rivâyet ediyor : « Ibn Huzeyma Ali Rizâ’nin kabrini büyük sayiyor (yüuceliyor) ve kendi seyhleri Yahya ibn Yahya’nin kabri ile tevessül etmislerdir »

18/ الحافظ الخطيب البغدادي ,الجامع لأخلاق الراوي والسامع (2/261)
18/ El-Hâfiz El-Hatîb el-Bagdâdî, Câmi’ul Ahlâk er-râvî ve’s-sâmi’ kitabinda.

19/ الحافظ الدارمي ,, باب ما أكرم الله نبيه – سنن الدارمي
19/ El-Hâfiz Ed-Dâramî, Sunan kitâbinda, « Allâh’in resûlune verdigi ikramlar » bâbinda.

20/ الحافظ السخاوي ,, فتح المغيث شرح ألفية الحافظ العراقي 4/410
20/ el-Hâfiz Es-Sahâwî, Fethu’l-Mugîs sarh Elfiyya el hâfiz el-Irâkî, c.4 s.410

21/ الحافظ السيوطي ,, الاتقان (2/502) وتاريخ الخلفاء وكتبه طافحه
21/ El-Hafiz es-Suyûtî, El-Itkân kitabinda c.2 s.502, Târîh el hulefâ kitabinda, ve bütün kitaplari Tevessül kaynaklarla dolu.

22/ الحافظ الطبراني ,, سير اعلام النبلاء (16/400) وهو من صحح حديث التوسل بعد وفاة النبي صلى الله عليه وسلم ,,
22/ El-Hafiz Et-Tabarânî, siyer a’lem en-nubelâ’ kitabinda, c.16 s.400

23/ الحافظ العجلوني ,, كشف الخفاء (2/55)
23/El-Hâfiz El-Aclûnî, Kesfi’l-Hafâ’ kitâbinda, c.2 s.55

24/ الحافظ العلائي الف كتاب في الرد على ابن تيمية في التوسل والزيارة ..
24/ El-Hâfiz El-‘Alâ’î Ibn Teymiyye’yi redd etmek için kitap yazmistir tevessül ve ziyaret konusunda.

25/ الحافظ المناوي , وقال ان ابن تيمية أصبح بين أهل الاسلام مثله لانكاره التوسل والاستغاثة ..
25/ El-Hafiz El-Menâvî

26/ الحافظ المنذري ,, في رسالته
زوال الظمأ في ذكر من استغاث برسول الله من الشدة والعمى انظر
هدية العارفين ( 5/586)
26/ El-Hâfiz El-Munzirî, Zevâl ez-zamâ’ fî zikri min istigâse bi rasûlillâh mine siddeti vel ‘amâ risalesinde, o risalede hediyetu’l-Ârifîn kitabinda bulunur.

27/ الحافظ الهيثمي ,, مجمع الزاوئد ( 9/ 420)
27/El-Hafiz el-Heysemî, Mecmû’ ez-zevâ’id, c.9 s.420

28/ الحافظ الذهبي ( انظر سير أعلام النبلاء تجد ما يسرك )
28/El-Hâfiz Ez-Zehebî, Siyer a’lem en-Nubelâ’ kitabinda.

29/ حجة الاسلام الامام الغزالي احياء علوم الدين ( 1/260)
Huccatül’Islâm El-Imâm El-Gazâlî, ihyâ ‘ulûm ed-dîn kitabinda c.1 s.260

Müfessirler :

وهذه نخبة من المفسرين المتوسلين

30/ الثعالبي ,, تفسير الثعالبي (4/458)
30/ Es-Sa’âlibî, Cevâhir el-ihsân Tefsirinde, c.4 s.458

31/ القرطبي ,,, تفير القرطبي (8/240)
31/ El-Kurtubî, Tefsîr el-Kurtubî adli tefsirinde. C.8 s.240

32/ النسفي ,, أثبت التوسل بقصة العتبي عند تفسير الآية ,,
32/ En-Nesefî, Nisâ suresinin 64. Ayetinin tefsîrini yaparak, Utbî’nin kissasini getirip Tevessülun delilini getiriyor.

33/ الألوسي ,, روح المعاني (1/82)
33/ El-Alûsî, Rûh el Ma’ânî tefsirinde c.1 s.82

34/ ابن كثير ,, أثبت التوسل بقصة العتبي
34/ Ibn Kesîr, Utbenin kissasindan Tevessülün delilini getiriyor. Ibn Kesîr Ibn Teymiyye’nin talebesi oldugunu unutmiyalim

Lugat ve gramer âlimleri :

وهذه نخبة من علماء لغة القرآن المتوسلين

35/ ابن منظور ,, لسان العرب ( 11/87)
35/ Ibn Menzûr, Lisânu’l Arab kitâbinda , c.11, s.87

36/ ابن خلكان ,, في وفيات الأعيان (6/132)
36/ Ibn Haliken, Vefiyetu’l e’yân kitabinda c.6 s.132

37/ ابن الأثير ,, الكامل في التاريخ (1/43)
37/ Ibnu’l Esîr, El-Kâmil fî târîh, c.1 s.43

38/ الفيروزابادي ,,( الصلات والبشر في الصلاة على خير البشر )
38/ El-Fayrûzâbâdî, Es-Silet ve’l-bisar fî salât ‘alâ khayri’l-basar.

39/ الأصفهاني ,, كتاب الأغاني (10/375)
39/ El-Isfahânî, El-agânî kitabinda, c.10 s.375

40/ القلقشندي ,, صاحب كتاب صبح الأعشى (11/302)
40/ El-Kalkasendî, Subhu’l A’sâ kitabinda c.11, s.302

41/ الابشيهي ,, صاحب كتاب المستطرف (2/508)
41/El-Ebsîhî, El-Mustataraf kitabinda c.2 s.508

42/ ياقوت الحموي ,, معجم البلدان (5/87)
42/ Yâkût el Hamavî, Mu’cemu’l buldân kitabinda. c.5 s.87

Categories: Tevessül, Tevessül-Teberruk-Istiğase-Himmet | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Herkes kendi görevini yapmali!!

HAK GELDİ BATIL YOK OLDU, BATIL YOK OLMAYA MAHKUMDUR…
HARİCİLER HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ BU ZAMANIMIZDA DA FİTNE VE FESADA DEVAM ETMEKTEDİRLER. ABDULLAH BİN UBEY BİN SELUL HAYATI BOYUNCA MUNAFIKLIK PEŞİNDEYDİ, BİR AN BİLE MUNAFIKLIĞINI BIRAKMADI.

Mü’min kardeşlerim;
Herkes kendi çapında bir şeyler yapmaya çalışıyor. Efendimiz sav yere bir çizgi çizdi ve bu benim çizgimdir benim yolumdur, etrafına da sağa sola sapan çizgiler çizdi ve bunlar da bu çizginin dışına çıkanlardır diye buyurdu.
Hariciler; adları zaten apaçık onların kişilik ve görüşlerinin haricul hat (çizginin dışına çıkanlar) olarak ortaya koyuyor.
Bunlar akaid alanında olsun fıkıh alanında olsun her zaman kendilerini alim allame zannedip güya doğru yol budur dercesine RESULULLAH’I sav bile yalanlamış oldular.

Bunlar BİDAT ehli insanlardır. Kendilerinin dışındakileri de kafir ve bidatçı olarak kabul ederler. Nasları güya kendi kafalarına göre güya sahih budur deyip HİÇBİR ALİM’E itibar etmezler. Sadece kendi mezhebindeki alimlere itibar ederler, zaten mezheb alimleri de bişey bilmedikleri için 4 mezhebin görüşünden bize göre sahih olanı alırız derler.
Bakalım sahih olanını bilince de bununla amel edebilirler mi?
TAKLİD ETMEDEN YAPABİLECEKLER Mİ ?
CEVAP:
Tarihe bi göz gezdirelim; HERKES KENDİ GÖREVİNİ YAPAR.
قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم : إِذَا ضُيِّعَتِ الأَمَانَةُ فَانْتَظِرِ السَّاعَةَ قَالَ كَيْفَ إِضَاعَتُهَا يَا رَسُولَ اللهِ قَالَ إِذَا أُسْنِدَ الأَمْرُ إِلَى غَيْرِ أَهْلِهِ فَانْتَظِرِ السَّاعَةَ.
Efendimiz sav: “Emanet zayi olduğu zaman kıyameti bekleyin! …
dedi ki: emanet nasıl zayi olur? buyurdu ki: “İş, ehli olmayan kimselere verilince emanet zayi edilmiş olur; işte o zaman kıyameti bekleyin”. (buhari/ ilim/ 2)
Demek ki kardeşlerim herkes kendi görevini yapacak, alim ilimle cahil alimin sözü ile…
Şimdi asıl konuya bakalım HÜKÜM ÇIKARMA İŞİ KİMİN İŞİ ?
HÜKÜM ÇIKARMAK FAKİHLERİN İŞİDİR, FAKİHLERDEN KASIT MÜCTEHİD ALİMLERDİR, müctehid alimler ”MUTLAK MÜCTEHİD, MÜCTEHİDUN FİL MEZHEB, MUCTEHİDUN FİL MESAİL vs”

Bu yüzden FAKİH; mufessir, muhaddis ve mutekellimlerden (kelam alimleri) görüşleri toplar ve HÜKMÜ KOYAR.

Ne mufessir ne muhaddis ne de mutekellim hüküm ile uğraşmazlar. MUFESSİRLER: ayet i kerimenin manalarını ve delaletlerini, nasih mensuhunu, nuzul sebebini vs dile getirirler ve onları FAKİHİN önüne koyarlar.
MUHADDİSLER: hadis i şerifleri sahih zayıf vs sıfatları ile toplarlar ve FAKİHİN önüne koyarlar.
MUTEKELLİMLER: akaidi kuralları dile getirir ve; bu amel küfrü gerektirir, şu amel bidatliği, o amel fasıklığı. Bilgileri FAKİHE sunarlar.

SONUÇ:
FAKİH (MÜCTEHİD): önce bir usul koyar ve; ayete, hadise ve akaide göre HÜKÜM verir.
o zaman bu hükümler öyle kafadan verilmiyor ya da bir hadis buldum evet sahihmiş o zaman hemen şu adama kafir diyebilirim, müşrik diyebilir demez….! bütün bu kurallar ÜMMETİN alimleri tarafından verilmiştir.
MUFESSİRLER: Kaç mufessir var? bunlardan kaçı hüküm belirtip ictihad etti?
MUHADDİSLER: en basiti İMAM I BUHARİ’NİN sahih kitabında 480 tane muhaddis var, İMAM I MÜSLİM’İN sahihinde 620 muhaddis var. Eğer araştırırsak ALLAH bilir belki binlerce MUHADDİS var ama hangisi hüküm verdi? bilmiyorlar mıydı??? hayır kesinlikle sahih olan hadisleri biliyorlardı ama onlardan sadece parmak sayısınca MUHADDİS hüküm verdi, o da bize delil olamaz çünkü onların FAKİHLİĞİ DE VARDI.
MUTEKELLİM: ka. mutekellim tenıyorsunuz ? onlardan da göz gezdirin hangileri ictihad ettiler???

BİR DAHA YUKARIDAKİ BİLGİLERE BAKALIM, TEKRAR TEKRAR OKUYALIM. BİZ BU KISIMLARDAN HANGİSİNDEYİZ???
CEVAP: HİÇBİRİ NE MUFESSİRİZ (AYET NEDİR BİLMİYORUZ DAHA ARAPÇA BİLE BİLMİYORUZ). NE MUHADDİSİZ (1 HADİS BULMAKLA OLMUYOR), NE MUTEKELLİMİZ (DAHA KELAM İLMİNİN MEBADİ VE MEKASIDLARINI BİLE BİLMİYORUZ, İLK KURALI OLAN AHKAM I AKLİYİ BİLE BİLMİYORUZ)
DİKKAT!!!
EĞER AYETLERİ, HADİSLERİ VE AKAİDİ KURALLARI OLDU DA BİR SİTEDE İNTERNETTE GEZERKEN AZ BİRAZ ÖĞRENDİK ! O ZAMAN SEN FAKİH DEĞİLSİN Kİ HÜKÜM VERECEKSİN???

KARDEŞLERİM; HARİCİLİK KİMSEYE FAYDA VERMEMİŞTİR. İBN UBEY BİN SELUL’ÜN (YUKARIDA DA DEĞİNDİĞİMİZ GİBİ MUNAFIKLARIN BAŞI) SONU GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE ÖLDÜ GİTTİ, ALLAH U TEALA: RESULÜNÜ SAV ONLARA MAĞFİRET DİLEMEKTEN DE NEHYETTİ, ONLARIN NAMAZINI DA KILMA ONLARA İSTİĞFAR (AF) DA DİLEME. DİYE EMRETTİ…!
اسْتَغْفِرْ لَهُمْ أَوْ لَا تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ إِنْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ سَبْعِينَ مَرَّةً فَلَنْ يَغْفِرَ اللَّهُ لَهُمْ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ كَفَرُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ
”Onlar için mağfiret dile veya onlar için mağfiret dileme. Eğer yetmiş kere mağfiret dilesen de Allah, onları asla mağfiret etmez. İşte bu, Allah’ı ve O’nun Resûl’ünü inkâr etmeleri sebebiyledir. Ve Allah, fasık kavmi hidayete erdirmez.” (TEVBE: 80)

O ZAMAN GÜZEL KARDEŞLERİM BİZ NEYİN DAVASINI YAPIYORUZ ?
İKİ AYET OKUDUK DİYE ALİM Mİ OLDUK?
BİZ EN İYİSİ BİR İNSAN ŞEKLİ GİBİ TASAVVUR EDERSEK İSLAMI; HERKES BİR YERDE HÜCRE OLUR.
EĞER AYAK HÜCRESİ KALKIP DESE Kİ: ”BEN BEYİN HÜCRESİ OLACAM”. AYAK TUTMAZ, İSLAM YIKILIR…!

KAFİRLERİN BÖL PARÇALA ->YE<- PROPAGANDALARINA ALET OLMUŞ OLURUZ. HARİCİLER HİÇBİR ZAMAN İSLAMA YARAR VERMEDİLER , KULLUHU ZARAR OLDU.

KENDİ NEFSİMİZE EZİYET ETMEYELİM. ÜSTÜMÜZE DÜŞEN; HÜKÜM VERİP İNSANLARI TEKFİR ETMEK DEĞİL, SALİH AMEL İŞLEYİP ALLAH U TEALA’YA KUL OLMAKTIR….

ALLAH U TEALA HAKKI HAK GÖSTERİP İNTİSAB, BATILI BATIL GÖSTERİP İCTİNAB ETMEYİ NASİP BUYURSUN..

Categories: Ictihad/hüküm çıkarmak, Mezhep | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bi Asker kardesimiz anlatiyor:(münazara)!

askerde kendi aralarında sapık fikirler yürüten vehhabi askerlere kulak misafiri olur ve sonunda tahammül edemeyip aralarına karışır ve yine askeri sistemden bir örnekler güzel bir cevap verir.

Askerlik yaptığım şu sıralarda, daha acemi birliğinde iken MEZHEPSİZ zihniyetli, vehhabi taraftarı birkaç kişi ile çeşitli münazaralarım olmuştu.. Büyükler “kişi bilmediğinin düşmanıdır” derler.. Onlar der de, söz doğru olmaz mı..

Eserleri okumadan, kulaktan duyma bilgilerle kesilen ahkamlar.. Örneğin, İbni Teymiyye isimli habis insanın İbn-i Arabi Hazretlerine “kafir” dediğini bilirdim, okumuştum, ama bir müslümanın bu sapığa uyup büyüklere bu derece dil uzatabileceği pek aklıma yatmazdı..

Acemi birliğinde bulunan bazı vehhabilerin, daha tanımadan etmeden bu büyüklere dil uzattıklarını ve bilmedikleri halde sınıflandırdıklarını görünce cehaletin ne kadar fena birşey olduğunu anladım.. İbn-i Arabi (k.s.) Hazretleri (haşa) kafirmiş.. İmam-ı Gazali az biraz iyiymiş.. İmam-ı Rabbani Hazretleri iyi ve büyük alimmiş.. Biz Şeyh-i Ekber dediğimiz için, biz de kafir oluyormuşuz..

Bu saydığım zevatın kaç kitabını okudunuz sorusuna verilen cevap koccaman bir “hiç” şeklinde.. O halde çok büyük alim olduğu kabul edilen İmam-ı Rabbani Hazretlerinin bile, İbn-i Arabi Hazretlerine Şeyh-i Ekber dediğini cahil nereden bilecek?

İlk sorduğumda şafii olduklarını belirtip, sonra güneşin dünyaua olan açısına göre mezhep değiştiren, kah hanbeli, kah hanefi olan insanlar..

Ve yine kesilen ahkam.. Neymiş? SAHİH olan hadislere uyulur, alimlere uyulmazmış.. Fıkh kitaplarına uymak yanlışmış..

UFAK MÜNAZARA

İşte böyle bir vaaz esnasında girmiştim salona.. Orada bulunan türklere, sahih hadise uymanın önemini anlatıp, fıkh kitaplarına uymanın yanlış olduğunu açıklıyordu vatandaş.. Zayıf hadislere itibarın fenalığını anlatıyordu.. Biraz kulak müsafiri oldum.. Sonra şöyle dedim:

– Yani fıkh kitabında yazan ile, sahih hadiste yazan birbirine uymazsa, biz sahih hadise uyacağız öyle mi?

– Tabii.. Resulullah’ın sahih hadisine uyulur, alimlerin sözünün kıymeti yoktur.. Onlar dinde ahkam kesemez..

– İyi de sahih hadisi nereden bileceğiz?

– Sen Kütübi Sitteyi, Buhari’yi bilir misin?

– Duydum..

– İşte onda hep hadisler sahihtir..

– Müslim de var..

– Evet o da hep sahih..

– Ama Buhari’nin bazı hadisleri, Müslim’e göre sahih değildir.. Veya tam tersidir.. Veya aynı kitapta birbirine zıt hüküm içeren iki ayrı hadis bulunur..

– Olmaz öyle şey..

– Bilmediğin için olmaz diyorsun.. Sana bir soru soracağım, madem fıkh kitaplarında bazen sahih hadis terkedilip, zayıf hadis ile amel edilmiş ve bu sana göre yanlış.. Buyur bir misal ile ele alalım..

– Buyur..

– Şu salonda kaç kişiyiz.. 50 kişi varız.. Şimdi kapı açılsa ve komutan “SOYUNUN” diye emir verse.. Hepimiz soyunur bekleriz.. Bu emri toplam 50 kişi duymuştur.. Komutan kapıyı kapattı gitti.. Diğer kapı açıldı ve doktor 45 kişiyi muayenehaneye aldı.. Salonda 5 kişi kaldı.. Komutan o ara yine geldi ve “GİYİNİN” emrini verdi.. Şimdi bizim bölük olarak çıplak mı gezmemiz gerekir, yoksa üstümüzü giyinip gezmemiz mi?

– Giyinmemiz gerekir, zira emir var..

– İyi de bu emri 5 kişi duydu, 45 kişi soyunun emrine uydu.. Şimdi teker teker bizim binaya gitsek ve ordan sorsalar.. Komutan ne dedi deseler.. 50 kişi SOYUNUN dedi diyecek, 5 kişi TEKRAR GİYİNİN dedi diyecek.. 50 kişinin haberi, 5 kişinin haberinden hem kuvvetli ve hem de sahih değilmidir?

– Öyledir ama, komutan emir vermiştir.. Herkesi kapsar..

– Resulullah Efendimiz (s.a.v.) bir emri neshettiği vakit, bu da herkesi kapsamaz mı? Bu durumda bazen ZAYIF haberin, SAHİH haberi neshetmesi mümkün olmaz mı?

– ….

– Buna nasih-mensuh ilmi derler.. Detayı çoktur, ancak bu ilimleri okumadan sırf hadis bilgisi ile ahkam kesilmez.. Sonra içkiyi içip namaza yaklaşmamaya da cevaz çıkar..

– Olur mu yav, içki haramdır..

– Ayette içki içmenin caiz, bu halde iken namaza yaklaşmanın yasak olduğu yazıyor..

– Sonra ama haram olduğu bildirilmiş..

– Neden sonrasına bakıyorsun? Ayet ayet ilerleyelim, her ayetin kendi hükmünü alalım..

– Olur mu öyle şey? Toplamına bakmak lazım..

– Bak ayetlerde bunu düşünüyorsun da, hadislerde neden düşünmüyorsun? Sahih bir hadis görürsem uyarım hemen diyorsun.. Hiç demiyorsun ki, acaba bundan başka bir hadis var mıdır konu ile alakalı.. Acaba bu hükm değişmiş midir.. Senin SAHİH HADİSE UYARIM demen, sapık insanın İÇKİYİ İÇERİM, NAMAZA YAKLAŞMAM demesinden farksız.. At gözlüğü ve cehalet ile ilerlemekten ibaret.. Ayeti kerimede bilmediklerimizi alimlerden sormamız emredildi.. Bir insanın doktora başvurmadan eczaneden hap alması tehlikelidir.. Muhaddisler eczanede satış elemanı gibidir, fakihler olmadan o ilacları kullanamaz ve veremezler.. Bu hususta İbni Haceri Mekki hazretlerinin Ameş’ten rivayeti vardır.. Fıkh kitaplarında her hüküm delilleri ile vesikalandırılmış, hangi haberin fıkhi olarak ne manaya geldiği bildirilmiştir.. Sahih hadis demek, (mutlak manada) kendisi ile amel edilen hadis demek değildir; sahih hadis demek, aktaran muhaddis imamın usulüne göre ravi silsilesi sağlam hadis demektir.. Umummu hususmu, nasih mi mensuh mu olduğuna bakılmadan.. Yoksa neshedilmiş bir hadis, isterse muttefekun aleyh olsun, yine amel zincirine eklenmez.. Hz. Zübeyr’e ipek giyme izni verildi.. Hususi olan bu izin ümmet için delil olmaz.. Hz. Arfece’ye altın burun izni verildi, bu da delil olmaz.. Haberin sıhhati başkadır, amel edilebilirliği başkadır.. Bunu da alimler ancak açıklar..

– ……… ( karsi taraftan cevap yok)

Categories: Mezhebe bağlılık, Mezhep | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , ,

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.