Posts Tagged With: teala

Ibn Baz: Muhammed(sav) Peygamber olmasaydi Ibn Teymiyye olurdu!

ibn-baz-1 ibn-baz-2

Al imâm Ibnu Bâz, durûs wa mawâqif wa `ibar sayfa 33 soyle geciyor:

Ibnu Bâz ” Peygamberimiz son peygamber olmazsaydi Ibn Teymiyye’nin peygamber olurdu” sözüne gülerek evet dedi ve şu hadisi kıyaslamak için nakletti:  Peygamberimiz -sallallahu aleyhi vesellem- dedi ki benden sonra peygamber gelseydi Hz.ömer olurdu.

Bu aşırılık neyin nesi..Hz ömerin tırnağı olamazsın!! Peygamberimiz Hz ömer olurdu diyor.. vehhabiler Ibn teymiyye diyor..Allah Teala bizi aşırılıktan korusun!

Categories: Vehhabi Fitnesi, Vehhabilik(tarih-hadis-alimler) | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Ebu Hanife’nin Allah Teala göktemi yoksa yerdemi sözü hakkinda!!

İmam-ı Azam Ebu Hanife rahimehullah el-Fıkhu’l-Ebsat’ta şöyle diyor:”Rabbimin gökte mi yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum diyen kimse kâfir olur. Aynı şekilde, “Allahü teâlâ Arş’ın üzerindedir, Arş’ın gökte mi yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum” diyenin durumu da böyledir.” (İmam-ı Azamın 5 eseri Şamil yayınları sh.94)

Bazı Şüphecilerin İmam Ebû Hanîfe’nin, bu sözüne sarılarak Allah Teala’nın –haşa– gökte olduğunu söylediğini ileri sürmeleri doğru değildir. Zira burada İmam, Allah Teala’nın gökte veya yerde olduğunu söylemekle O’na bir mekân isnad edilmiş olacağını vurgulamaktadır. Buradaki tekfirin anlamı budur,şöyleki;

1-Molla Aliyyül Kârî İmam-ı A’zam Ebu Hanife’nin bu sözü hakkında şu açıklamayı yazmaktadır:-“İmam İzz bin Abdusselâm, Hillu’r-Rumûz adlı kitabında İmam Âzam’ın şu sözünü kaydediyor: Kim Allah’ın yerde mi gökte mi olduğunu bilmiyorum derse, kâfir olur. Çünkü bu söz, Allah’ın bir mekânı olduğu düşüncesini akla getirir. Allah’ın mekânı olduğunu düşünen kimse ise Allah’ı yaratıklara benzeten kişidir. Şüphe yok ki İbn Abdusselâm alimlerin büyüklerinden biri olup sika (güvenilir) bir âlimdir.”- (bkz. Fıkh-ı Ekber Şerhi, “Miraç ve Allah’a Mekân İsnadı”)

2-el-Bayâdî rahimehullah İşârâtu’l-Merâm’ında bunu şöyle îzâh eder:-“Bunun sebebi, kâilin bu söz ile Hâlık-ı Zülcelâl (celle celâluhû)’ya cihet ve hudud tâyin etmesidir; zîra ciheti ve hudûdu olan her şey bizzarûre mahlukdur. Binâenaleyh bu söz, Allah (celle celâluhû)’ya kusûr atfetmekdir. İlâhî cismâniyyete ve cihete inanan o kimsedir ki, hevâss ile idrâk edilemeyen her şeyin varlığını münkîrdir. Onlar, fevkettabî‘a olan ulûhiyyet cevherini reddederler. Bu da onları kat‘î sûretde îmânsızlığa götürür.” (el-Kevserî, Makâlât, s.368-369; nakleden: Yusuf Hanîf)

3-Yusuf-i Nebhanî de bunu şöyle îzâh eder:”Bir kimse, “Allah’ın yerde mi gökte mi olduğunu bilmiyorum” derse, kâfir olur. Zira bu söz, Allahü teâlâ için bir mekân var da o kimse bunda şüphede imiş vehmini verir.” (Şevahidü’l-Hakk, s.218)

4-Muhaddis Ebul Mehâsin el-Kavukci “El-İtimad Fi’l İtikad” adlı kitabında şöyle diyor: “Allâh, yönlerden ve cisim olmaktan münezzehtir. O’nun hakkında; sağı, solu, arkası, önü vardır, Arş’ın üstünde, altında, sağında, solunda bulunmaktadır, Âlemin içinde veya dışındadır demek caiz değildir. O’nun yerini O’ndan başka kimse bilemez de denmez. Ve her kim “Bilmiyorum Allâh gökte midir, yerde midir? der ise küfre düşer. Çünkü bu iki yerden birini Allâh’a mekân olarak nispet etmiş olur.”

5-Şarih Ebu’l Leys Semerkandi bunun illetini şöyle göstermiştir;-”Çünkü o,bu sözü ile Allah’u teala’nın bir mekanı olacağını söylemek istemiş ve bu yüzden müşrik olmuştur.Çünkü Allah’u teala var iken mekan yoktu.Allah var iken;ne mekan,ne halk ne de başka bir şey vardı.O,her şeyin Halikıdır.Binaenaleyh mekan ancak sonradan olan şeyler için düşünülür.Bu hususta imam Tahavi şöyle demiştir;”Kim nefy’den (Allah’ı yok saymaktan) ve teşbihten (Allah’ı mahluka benzetmekten) sakınmassa,ayağı kayar ve Allah’ı gereği şekilde noksanlıklardan tenzih etmemiş olur.” Zira Rabbimiz celle ve ala vahdaniyet sıfatları ile mevsuf,ferdaniyyet sıfatları ile nitelidir.Mahluktan hiçbiri bu manada tasavvur edilemez.O’nun hududu,sınırı, rükünleri,azaları ve aletleri yoktur.Diğer varlıklarda olduğu gibi altı ciheti yoktur(sağ,sol,ön,arka,alt üst).” -(Zahit el-Kevseri’nin neşrinden İmam-ı Azamın 5 eseri Şamil yayınları sh.94)

Categories: Istiva/Itikat, Istiva/tevil | Etiketler: , ,

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.