Posts Tagged With: Allah teala mekandan munezzehtir

Kur’an ayetler ve hadislerin zahiri manalarının tevil edilmesi gerektiği

Ilk olarak Kur’ an-ı Kerim’ e gelince; onunla ilgili açıklamalarda çeşitli vecihler vardır:

Birincisi: Kur’ an’ da Allah hakkında yüz, göz, tek bir yan, eller, tek bir baldır gibi ifadeler geçmektedir. Eğer biz Kur’an’daki lafızların zahirlerini alırsak, bir yüzü olan, o yüz üzerinde bir çok göz bulunan, tek bir tarafı olan o taraf üzerinde de çok eller bulunan ve tek bir baldırı olan bir şahsı ispat etmemiz gerekir ki bizler, bu dünyada dahi tahayyül ettiğimiz bu şahıstan daha çirkin suretli birisini düşünemeyiz ve akıllı hiçbir insanın Rabbinin ve bu sıfatlarla vasıflanınasına razı olacağına da inanmıyoruz.

İkincisi: Kur’an’da ‘0, göklerin ve yerin nurudur’ ifadesi geçmektedir. Akıllı her insan açık ve net bir şekilde bilir ki alemin İlah’ı duvarlar üzerinde yayılan ışık değildir. O  nur, Güneşten, Aydan ve ateşten yayılan nur (ışık) da değildir. O halde her birimize düşen “Allah göklerin ve yerin nurudur.”  ayetini tefsir etmemizdedir. Şöyle ki Allah göklerin ve yerin aydınlahcısıdır, nurlandırıcısıdır. O, semavat ve yer ehlinin yol göstericisidir. Ya da O, gökleri ve yeri ıslah edenidir, düzene koyanıdır. İşte bütün bunlar yukarıdaki ayetin tevildir.

Üçüncüsü: Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet vardır.” Malumdur ki, demirin kendisi, hacmi gökten yere inmemiştir. Başka bir ayette de Allah şöyle buyuruyor: ” … Ve sizin için yumuşak başlı hayvanlardan sekizer çift indirdi.” Malumdur ki hayvanlar gökten yere inmemiştir.

Dördüncüsü: Allah’ın Kur’an-ı Kerim’deki “Nerde olursanız o sizinle beraberdir”, “Biz ona şah damarından daha yakınız”5ve “Üç kişinin gizili konuştuğu yerde mutlaka dördüncüsü odur” sözleridir. Akıllı her insan bilir ki bu ayetlerde geçen birliktelik ve yakınlıktan murat, ilim yakınlığı (onların bütün durumlarını bilmek) ve llahi kudrettir.

Beşincisi: Allah Teala’run Kur’an-ı Kerim’de ki “Allah’a secde et ve yaklaş” sözü. Bu yaklaşma, ancak itaat ve kullukla olur. ‘(ön bakımından yaklaşmaya gelince, zaruri olarak bilinir ki secde etmekle bu (maddi) yaklaşma hasıl olmaz.

Alhncısı: Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de ki ” …Nereye dönerseniz orası Allah’a çıkar” sözü ve ” … Biz ona sizden daha yakınız Lakin siz görmüyorsunuz”  sözü.

Yedincisi: Allah Teala şöyle buyuruyor: “Allah’a güzel bir borç verecek yok mu?”Şüphe yok ki bu ayetin de tevil edilmesi gerekir.

Sekizincisi: Allah’ın Kur’ an-ı Kerim’ deki “Allah onlara, binalarına temelinden geldi.”Ayette “geldi” den maksat sarstı, anlamındadır. Bu ayetin de tevil edilmesi gerekir

Dokuzuncusu: Allah Hz. Musa ve Hz. Harun’a hitaben şöyle buyuruyor: ” Ben sizinle beraberim. Işitir ve görürüm.” Bu beraberlik onlan koruma durumlannı bilme ve onlara merhamet etme anlamındadır. Her akıllı insan, bütün bu ayetler ve benzerlerinin tevil edilmesi gerektiğini kabullenmek durumundadır.

Hadislere gelince; bu türden olan hadisler de hayli fazladır:

Birincisi: Rasulullah (s.a.v.)’ın Allah Sübhanehu ve Taaladan hikaye ettiği “Hastalandım beni ziyaret etmedin, senden yemek istedim bana yemek vermedin, senden su istedim bana su vermedin”  rivayeti. Akıllı kişi, bu ifadelerdeki maksadın sadece temsili bir anlatım olduğundan asla şüphe etmez.

Ikincisi: Rasulullah (s.a.v.)’ın Rabbinden hikaye ettiği “Bana yürüyerek gelene ben koşarak gelirim” sözü. Yine hiçbir akıllı kimse bu rivayetteki muradın temsil ve tasvir olduğundan şüphe etmez.

Üçüncüsü: Imam Gazall (r.a.), Ahmet b. Hanbel’in aşağıdaki üç hadis hakkında tevili kabul ettiğini nakletmiştir.
1 . Hz. Peygamber (s.a.v.)’in: “Haceru’l Esved Allah’ın yeryüzündeki
sağ yanıdır” sözü.
2. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in: “Ben sağ yönden Rahmanın nefesini
göriiyorum/hissediyorum” sözü.
3. Rasulullah (s.a.v.)’ın Allah Azze ve Celle’den hikaye ettiği:
“Ben, beni zikredenin yanında oturmaktayım” sözü.

Dördüncüsü: Rivayet edilir ki Mu’tezlle mezhebi Kur’an’ın mahluk olduğu konusunda Hz. Peygamber (s.a.v.)’ den rivayet edilen ” Bakara ve Al-i Imran sureleri kıyamet gününde sanki iki bulut gibi gelirler” hadisine tutundular. Bu hadise dayanarak Kur’an’ın mahluk olduğunu iddia ettiler. Ahmet b. Hanbel bu hadis hakkında şöyle der: “Yani okuyanın sevabı gelir.” Açıkça bu hadisin tevil edilmesine ihtiyaç vardır.

Beşincisi: Hz. Peygamber’in (s.a.v.)’in “Sıla-i rahim, Rakmanın her iki yanına bağlıdır. Allah Sübhanehu Teala şöyle söyler: ‘Sana ulaşana ben de ulaşırım”‘ sözü. Bu hadisin de tevil edilmesi gereklidir.

Altıncısı: Hz. Peygamber’in şu sözü: “Mescitler cildin ateşten uzaklaştığı gibi tükiirükten uzaklaşırlar.” Bu hadisin de tevil edilmesi gerekir.

Yedincisi: Hz. Peygamber şöyle dedi: “Mü’minin kalbi Rahmanın iki parmağı arasındadır.”Bu hadisin de tevil edilmesi gerekir. Çünkü bizler zorunlu olarak biliriz ki göğsümüzde, kalplerimizi tutan iki parmak yoktur.

Sekizincisi: Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Rabbinden hikaye ettiği şu söz: “Biz kalpleri kırılmışların yanındayız.”Buradaki beraberlik, yanında olma ancak merhamet etmektir.

Yine Hz. Peygamber (s.a.v.) evliyanın sıfatları konusunda Allah’tan hikaye ederek şöyle der: “Ondan hoşlandığım zaman onun işiten kulağı gören gözü olurum .. . ” Zaruretle bilinmektedir ki kendisiyle eşyanın görüldüğü görme gücü, Allah sühnanehu Teala’nın kendisi değildir.

Dokuzuncusu: Hz. Peygamber Allah Teala’dan hikaye ederek şöyle buyuruyor: “Kibriya (ululuk) benim Cübbem, azamet
ise peştemalimdir.”Akıllı olan, Allah için abayı ve peştemali kabul etmez.

Onuncusu: Rasulullah Ubeyy b. Ka’b’a şöyle dedi: “Ey Ebu Münzir: Allah’ın kitabında hangi ayet daha büyüktür? Rasulullah (s.a.v.) bu soruyu iki defa tekrarladı. Üçüncüsünde ise Ebu Münzir: “Ayete’l-Kursi” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v.) elini onun göğsüne koydu ve ona “isabet ettin” dedi. “Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yernin ederim ki onun ( Ayetel Karsi) bir dili vardır, arşın yanında Allah Teala’yı takdis eder.”25
Bu hadisin de tevil edilmesi gerekir. Sonuç olarak bütün bu zikrettiğimiz rivayetler göstermektedir ki gerektiğinde tevil etmek her akıllı
kimse için zorunlu bir durumdur. Bununla beraber Kelamcılar derler ki: Allah Teala’nın yönden ve cisim olmaktan münezzeh olduğu delille sabit olunca, eleştirme sebebi olmaması için Kur’ an’ da ve Hadislerde geçen bu lafızları sahih olan bir anlam üzerine hamletmemiz gerekir. Mukaddime olarak sunulan söz burada sona erdi.
Başarı Allah’ tandır.

[Fahreddin er-Razi, esâsu’t-takdîs fî ilmi’l-kelâm, s. 101-105 ]

Categories: Istiva/tevil | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Allah Tealanin sınırı yoktur!

İmam ebu Hanife şöyle demiştir:
Allah TeAla’nın sınırı yoktur, zıddı yoktur, benzeri yoktur, onun gibisi yoktur.!

Yine Imam Azam Ebu Hanife, (Allah TeAla’ya isnad edilen) Araz ve cisimler hakkında şöyle demiştir:
Allah TeAla Amr b. Ubeyd’e lanet etsin, çünkü o insanlığa bu konudaki bahsi ilk açan kimsedir.

Fahreddin er-Razi ne guzel söylemiştir: mücessime taifesine mensup olan kişi asla Allaha ibadet edemez. Çünkü o, kendi vehminde tasavvur ettiği surete tapar, Allah teAla ise suretten münezzehtir!

İmam-ı Azam – Fıkh-ı Ekber (aliyyül kari şerhi, sh:71 çagrı yayınları)

Categories: Istiva/Itikat, Istiva/tevil | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , ,

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.