Ölülerin dirilere yardımı dokunabilcegine dair!!

Ölülerin dirilere yardımının dokunabileceğinin delillerinden biri de, İmam Buhârî’nin kısa, İmam Taberânî’nin de uzun olarak Enes radıyallahu anh’dan rivayet ettiği hadistir:“Yemâme (Muhârebesi) gününde (harp bitince ve) insanlar aralanınca Sâbit b. Kays’a,
— “Baksana ey amca!” dedim. Onu karışık sözler söyler halde buldum.
— “Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’la beraber böyle harb etmezdik. Akranlarınızı ne kötü alıştırdınız! Ey Allah’ım! Şunların getirdiklerinden ve yaptıklarından sana sığınıyorum” de(miş)di. Sonra harb etti ve nihayet şehit edildi. Üzerinde kıymetli bir zırh vardı. Ona bir Müslüman uğrayıp o zırhı aldı.
Müslümanlardan bir adam uyurken, Sâbit radıyallahu anh rüyasında O’na geldi ve (şöyle) dedi:
— “Sana bir vasiyette bulunacağım. Sakın ha! ‘bu karışık bir rüyadır’ deyip de onu zayi etme!.. Ben şehit edildiğim zaman, zırhımı falanca kişi aldı. Onun evi, insanların (oturdukları mıntıkanın) en uzağındandır. Çadırının yanında oynaşan bir at vardır. Bu at, o zırha bir eski ip fazlasıyla bağlanmıştır. Üzerinde de atın üzerine bağlanan bir şey/çul vardır. Halid radıyallahu anh’a git, ona emret, o zırhı alsın ve Ebû Bekir radıyallahu anh’a: üzerimde falancanın şu kadar alacağı bulunduğunu ve falanca kölenin de azad edilmiş bir köle olduğunu söylesin!”
Adam uyandı, Halid’e geldi ve O’na (rüyâyı) haber verdi. Bunun üzerine Hâlid zırha bir adam gönderdi ve (adam) onu anlattığı gibi getirdi. Daha sonra adam rüyasını Hz. Ebû Bekir radıyallahu anh’a haber verdi. O da ölünün vasiyyetini yerine getirdi.”

Bunu, Beğavî de başka bir senedle Atâ el-Horasânî yoluyla Sabit b. Kays’dan uzun olarak rivayet etti.

[Buhârî, Cihâd: 39]
[Taberânî, “el-Mu’cemü’l-Kebir (1320)]
[Bu hâdiseyi İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye’de (6/320) zikredip Tirmizî’ye nisbet etti.]
[el-Beğavî Tefsiri, (4/254); İbn Hacer bunu Beğavî’ye isnad ederek “el-İsâbe”sinde yazdı.]

imamı ibnü l kayyım el-Cevziyye bu kıssayı yazıp şöyle demiştir. Adeletin temsilcisi veliler hırsızlardan çalıntıları almıştır. Buna bile karşı çıkanların malları çalındığında her nedense buna başvurmuşlardır diyor.
[İbnü’l-Kayyim el-Cevziyye, Kitâbu’r-Ruh, s. 26. İz Yayıncılık.1993 ]

Bunları anlamaktaki maksadımız, ölülerin ruhlarıyla dirilerin ruhları nasıl birbirleriyle munasebet kurabiliyorlarsa kişilerin ruhlarının da aynı şekilde birbirleriyle alaka kurabileceklerini anlatmaktır.

Selef ulamasından nakledildiğine göre ruhlar havada karşılaşırlar birbirleriyle tanışıp aralarında muzakere ederler. İşte bu esnada hayır ve şerri getiren rüya meleği hazır bulunur . Yüce Allah sadık rüyalar için insana her şeyin biaynihi ismini dininde ve dünyasındaki değişmeleri tabiatını ve hata, şüphe ihtimali olmaksızın bütün bilgileri öğretmesi , insanın kalbine ilham etmesi için bir meleği vekil tayin eder .

İnsana dünyasında ve dininde başına gelecek hayır ve şerri içeren Kur an la ilgili Allah ın gayb bilgisini ihtiva eden bir nusha getirir. Adeti üzere misaller, şekiller ortaya kor.

Yüce Allah rüyayı bir nimet, rahmet, hatırlatma ve öğretme vesilesi yapmıştır. Söz konusu yollardan biriyle ruhlar birbirine kavuşabilmişlerdir,birbirleriyle tanışıp muzakere edebilmişlerdir.
Nice insanlar vardırkı tövbesi salahı ve ahrete meyli, gördüğü bir rüyayla olmuştur .Ve nice saklı hazinelere rüyaylarla ulaşabilmişlerdir.
[İbnü’l-Kayyim el-Cevziyye Kitâbu’r-Ruh, s. 44]

Categories: Ölünün tasarrufu, Kabir ve ruh | Etiketler: , , , , , , , , , , ,

Yazı dolaşımı

Yorumlar kapatıldı.

WordPress.com'da Blog Oluşturun.