Alimlerden ilim almanin önemi!

Alimlerden ilim almaya önem göstermeyip de kitapları kendi başına mütalaa etmekle (dikkatlice okumakla) uğraşan kişi, yanlış bir gidişattan gitmektedir. İlim öğrenmenin üslubu bu değildir. İlim öğrenmenin sağlam olan yolu, ilmi ehlinden almakladır. İlim, hocanın kitaptan okumasını dinleyerek veya hocanın huzurunda oturup kitabı bizzat ona okuyup ondan gerekli açıklamaları almakla öğrenilir.
Bu konu büyük bir önem taşıyan bir konudur. Çünkü yanlış ilim öğrenerek Dinden çıkaracak hatalar işleyen bir insan, ölmeden önce o hatalarından dönmezse sonsuz olarak kalmak üzere cehenneme girecektir. Güvenilir olan sağlam bir hocadan sözlü olarak ders almadan kendi başına dînî kitaplar okuyarak böylece yetinmeye çalışan bir kişi, âlimlerin dediklerine göre hem kendi sapıtır hem de başkalarını saptırır ve şaşırtır.
Bu konunun önemine dair âlimlerin bazı sözleri Hicri 463 yılında vefat eden hadis hafızı Hatîb el-Bağdâdî, “İlim ancak âlimlerin ağızlarından (sözlü olarak) alınır.” demiştir.
Yine Hatîb el-Bağdâdî hadis alimlerinden şöyle dediklerini nakletmiştir: “Hocasız olarak kendi başına kitapları mütalaa eden (dikkatlice okuyan) sayfacı olarak adlandırılır, muhaddis (hadis âlimi) olarak adlandırılamaz. Kurân’ı hocasız olarak kendi başına okuyan ise mushafçı olarak adlandırılır, kâri’ (okuyucu) olarak adlandırılamaz.”
Yine Hatîb el-Bağdâdî, “El-Fakîhi ve’l-Mutefakkıh” adlı kitabında şöyle demiştir:
“Ebu Zur’a (er-Râzî)* şöyle demiştir: ‘Sayfacı (hocasız olarak kendi başına kitaplar okuyan) insanlara fetva veremez ve de mushafçı (Kur’an’ı kerimi hocasız olarak kendi başına okuyan) onlara (Kur’an’ı) okutamaz'”

Tefsirci ve nahivci olan Ebû Hayyân el-Endelusi şöyle demiştir: “Deneyimsiz olan toy cahil, sanar ki kitaplar kişiyi ilimleri kavramaya götürür. Oysaki o cehûl (çok cahil olan) bilmez ki kitaplarda öyle derin hususlar var ki anlayışlı olanın aklını hayrette bırakmıştır. Eğer ilmi hocasız olarak öğrenirsen hak yoldan sapmış olursun ve ilimler senin için karmaşık olur öyle ki Tumâ el-Hekîmden daha da sapmış olursun.”
Tumâ el-Hekîm hocasız olarak tıp bilgilerini kendi kendine kitaplar okuyarak öğrenmeye çalışarak kendini tıpcı sayan bir kimseydi. Öyle ki hocasız olarak öğrenmeye kalkışması sebebiyle yanında bulunan bir kitabında yazı hatası çıkınca cümleyi “Siyah yılan her hastalığa şifadır.” şeklinde okudu, oysaki aslında “Çörek otu her hastalığa şifadır.” şeklinde yazılması gerekirdi.

İŞTE YANLIŞ YAZILMIŞ OLMA SEBEBİYLE MEYDANA GELEN YANLIŞ OKUMA DURUMU BU HADDİNİ AŞAN İNSANIN, BİRÇOK KİŞİYİ ÖLÜME GÖTÜRMESİNE YOL AÇTI.
Bu hususla ilgili olan yazı hatasında ise sadece bir nokta fazlalığı vardı, hepsi bu.
İşte bunun misali şu şekildedir:
Asıl kelime الْحَبَّةُ السَّوْدَاءُ (el-Habbetu’s-Sevdâ’) iken yanlış yazılarak sadece fazladan bir nokta eklenerek be harfi yerine ye harfi yazılarak الْحَيََّةُ السََّوْدَاءُ (el-Hayyetu’s-Sevdâ’) şeklinde yazılmıştır. Kendiniz fark edesiniz diye tekrar yanyana yazıp sunalım:
الْحَبَّةُ السَّوْدَاءُ (el-Habbetu’s-Sevdâ’) Çörek otu
الْحَيََّةُ السََّوْدَاءُ (el-Hayyetu’s-Sevdâ’) Siyah yılan

Atalarımız ilimleri hocasız olarak öğrenmeye çalışmanın, hem Dîni hem de tıbbî yönden olumsuz bir sonuca götürdüğünü vurgulamak için şöyle demişlerdir: “Yarım doktor candan, yarım hoca (ilim sahiplerinden öğrenmeyip de iyi bilmeyerek eksik bilgilerle yorum yapmaya kalkan, Dinin temellerine aykırı olan çelişkili bilgiler veren hoca) da Dînden eder.”

* Ebu Zur’a er-Razi hicri 375 yılında vefat eden bir hadis hafızı ve şeyhulislâm’dır. Kendisi, hadis imamlarından olan Muslimin akranından (benzer durumunda olanlardan) bir zattır.

Categories: Ictihad/hüküm çıkarmak, Mezhep

Yazı dolaşımı

Yorumlar kapatıldı.

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.