Ictihad iddiasi!!

Alimler, dört imamdan sonra içtihad iddıalarını Kabul etmemişlerdir. İşte Celaleddin es-Suyuti örneği! Bu zat içtihad iddıasında bulunduğunda, sahip olduğu yüksek konuma rağmen şiddetli bir tepkiyle karşılaşmıştır:

Nitekim İbn Hacer el-Heytemi bu konuda şöyle demektedir:

Celaleddin es-Suyuti içtihad ıddıasında bulunduğunda muasırları buna topyekün bir tepki göstermiş ve kendini eleştirmişlerdir. Bu alimler, kendisine gönderdikleri mektupta, Şafii fakihle

rin iki vecihli olarak ortaya koyduğu meselelere yer vermiş ve eğer kendisi en azından, içtihad mertebelerinin en düşüğü olan Fetva içtihadı konumunda ise, müctehidlerin koyduğu kurallar muvacehesinde bu vecihlerle ilgili bir tercihte bulunmasını istemişlerdir. Bunun üzerine es-Suyuti yoğunluğunu mazaret göstererek herhangi bir şey yazmadan mektubu iade etmsitir”

Es-Şihab er- Remli ise soyle demistir:

“içtihad mertebelerinin en düşüğü olan Fetva içtihadı mertebesinin bile ne kadar zor olduğunu idrak edenler, şunu çok rahat fark eder ki, Mutlak içtihad bir yana, fetva içtihadı iddiasında bulunan kişi, kendi konumunu belirlemede bocalayan ve düşüncesi karışık bir kimsedir. Böyle bir kimse kör kuyuya gözü bağlı inen kişi gibidir”
“Mutlak içtihad mertebesinin ne olduğunu az çok anlayan kimse, UTANIR da, bu zamanın alimlerinden kimseye mutlak müctehid vasfını vermez”

“Şayet İmamu’l Harameyn ve Gazali gibi büyükler, mezhep içi içtihad mertebesine bile varamamışsa, onların söylediklerini dahi doğru anlamaktan aciz olan kişiler, daha büyük bir mertebeyi: Mutlak müctehidliği nasıl iddia edebilir?? Şubhanallah!!! Bu kocaman, asılsız bir iddiadır!!”

ES-Şihab er- Remli babasi Ebu’l-Abbas er-Remli’den naklediyor:

“Celal’e(es-Suyuti) tevcih edilen, menkul hilafi meselelerden olusan 18 fikhi soruya vakif oldum. Bunlarin yaklasik yarisini ez-Zerkeşi gibi muteahhir alimlerin sozlerine dayanarak cevapladim. Ancak geri kalan sorulari cevaplayamacigimi belirtmeliyim; zira sadece bir cahil yada fasık tercihe karsi cüretkar davranabilir”
[Feyzu’l-Kadir: 1/15-16]

İyice düşünün!! Bu imamlar, mezhep içi tercihte bulunan; ancak buna ehli olmayan kişileri cehalet ve faşiklik ile nitelemiştir. Hal böyleyken, daha doğru dürüst düşüünme yetişine sahip olmayan insanların, kendi arzu ve eğilimleri doğrultusunda mezhepler arası yaptığı tercihe ne demeli??? Bu kişinin içinde bulunduğu durum ne olur?

İmam Gazali:
“İçtihad mertebesine varmayan kişiler- ki asrımızda yaşayan herkesin durumu bundan ibarettir- kendilerne bir mesele sorulduğunda sadece imamın

ın mezhebini nakletmek suretiyle fetva verebilir. Mezhebin o konuda zayıf olduğu kanaati kendisinde hasıl olsa bile mezhebini terk etmesi caiz olmaz”
[el-Gazali,Ihya,1/46]

Hafız Zehebi:
“Günümüzde yalnızca bilinen 4 mezhep kalmıştır. Müctehid olmak bir yana, bu mezhepleri bile hakkıyla bilen kimse çok azdır”
[ez-Zehebi, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ,8/92]

Tarihçi İbn Haldun:
“İslam memleketlerinde taklit, dört imamla sınırlı kalmış, bunların dışındaki imamları taklit edenler inkıraza uğramıştır. İlimlerin istilahları dallanıp budaklandığı, içtihad mertebesine ulaşmak adete imkansız hale geldiği için, birde bu mertebenin ehli olmayan, görüşüne ve dindarlığına güvenilmeyen insanlara verilmesinden korkulduğundan dolayı insanlar ihtilaf kapısını kapatmıştır. Alimler de, yetersiz olduklarını beyan edip herkesi mensup olduğu mezhebin görüşüyle amel etmeye yönlendirmiştir”
[Ibn haldun,el-Mukaddime,314]

el-Hattabi(isabet ederse iki,hata ederse bir ecir) hadisini şöyle açıklar:

“Bu hadis, içtihad için gerekli şartları haiz olan, kıyasın vecihlerini ve usulü bilen müçtehidler hakkındadır. İçtihada ehil olmayan kişilerin yaptıkları ise, zorlamadan başka bir şey değildir. Böyle kimseler hükümde hata ettikleri takdirde mazur görülmedikleri gibi, çok büyük veba/günah altına girmelerinden korkulur”

[Rihle,2. sayı,sayfa 130-131]

Categories: Ictihad/hüküm çıkarmak

Yazı dolaşımı

Yorumlar kapatıldı.

WordPress.com'da Blog Oluşturun.